Medya Konferansı’nın son oturumunda, Medya Dayanışma Grubu’ndan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, ÇGD Genel Başkanı Kıvanç El, DİSK Basın-İŞ Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cemiyetimizin Genel Sekreteri Kenan Şener’in moderasyonunda bir araya geldi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin AB finansmanıyla yürüttüğü Genç Gazeteciler için Eğitim Kampı’nı tamamlayan gazeteciler, Medya Konferansı’na katıldı.
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş: "Dijital dünyanın, mesleğimizi yerine getirme pratiğini değiştirdiğini gördük. Güvencesiz bir basın çalışanı veya kurumun, Google gibi güçlerle mücadele etmesi çok daha zor. Gazetecilerin standartları iyileştirilmeden mücadele edilebilecek alan da daralır. “Kendi şartlarını iyileştirmek için mücadele vermeye çalışan gazeteci Google veya yapay zeka ile nasıl mücadele edecek?” tartışması da çalışmalarımızda ortaklaştığımız bir sorun oldu."
Medya Konferansı’nın kapanış panelinde konuşan, Disk Basın-İŞ Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu: "Konferansın yoğun 2 gününde dijitalleşmeyle beraber basın emekçilerinin mağdur oldukları noktaları da tartıştık. Örgütlenmenin dijitalleşmenin getirdikleriyle birlikte yine önemli olduğunu hatta önemini daha da artırdığını fark ettik. Burada tüm paydaşlarla beraber dijital tekellerle mücadelenin yöntemleri üzerine mutabık olduğumuz noktaları da belirledik."
Konferans kapsamında gerçekleşen çalıştaylar ve sonuç bildirisi hakkında konuşan Faruk Bildirici: "Hazırlık süreci bir yana bu 2 gün oldukça yorucu geçti. Kendimi kampa girmiş futbolcular gibi hissediyorum. Yeni bir maça hazır hissediyorum kendimi. Dijital Tekeller, Tehditler ve Arayışlar başlığındaki en önemli vurgunun ‘arayışlar’da olduğunu söylemeliyim. Tartışmalar bize pusula oldu.
Şunu da eklemek isterim; gazeteciliğin bir tanımı yok gibi bir tartışma yapılama gazeteciliğin bir tanımı var. Herkes tanım yapmaya kalkarsa işin içinden çıkamayız. Son zamanlarda sokak röportajı yapanlar da hedefte ama onlar da gazeteci değil. Bu örnekten hareketle tanımladığımız bir gazetecilik kavramı üzerinden kimin gazeteci olduğunu belirleyebiliriz.
Hayati bir sorunla karşı karşıyayız. Ya var olacağız ya da yok olacağız. Buradan kurtulmak için ne yapmalıyız? Arayışlarda üstünde durduğumuz konu ise ortak paydaşlarımızla birlikte hareket etmek olacak. Yine vurgulamak gerekir ki; haber kooperatifleri veya dijital alan birliği fikrinin çok fazla öne çıktı. Buradan hareketle habercilik emeği üzerine de birçok şeyi değerlendirmek mümkün olacaktır. Gelir modelleri üzerine yeni bir tartışma yaratmak ve yeni model üretmek bu sayede hayata geçirilebilecektir.
Konferans kapsamında gerçekleşen çalıştayın sonuç raporunun ele alındığı oturumda, Kıvanç El: “Tahayyül ettiğimizden çok daha fazlası ortaya çıktı. Aylarca süren çalışmalardan, fikri tartışmalarından daha farklı öneriler çıktığını gördük. Bu bizi oldukça memnun ederken doğru bir şey yaptığımızı da görmüş olduk. Eklemek istediğim nokta ise haberi çok daha fazla konuşmamız gerektiğidir. Bu bizi haberin değerine ve geleceğine dair çok şey sunacaktır.”
Mehmet Çelik: "Yerel gazeteler sadece haber taşımıyor. Bir bellek taşıyor, geçmişten geleceğe giden. Bu açıdan yerel basının önemi çok büyük. Bunun farkında olunmalı."
Yerel Medya Paneli’nde konuşan Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erdoğan Erişen: "3 aylık BİK raporunda 26 yerel gazetenin kapatıldığını öğrendik. Yeniden başvuru sayısı ise hiç yok. Var olan şirketlerin yeni gazeteler açmak için başvuru yaptıklarını gördük. Günümüzde medyadaki tekelleşmenin en bariz örneği olarak da bunu gösterebiliriz. Ordu’da 7 haber sitesiyle başlamıştık, daha sonra 3’e düşürdük bu sayıyı. Çalışan gazetecilerin işsiz kalmaması ve bir şekilde finanse edilebilmeleri için bunu yapmak zorundaydık.
Yapılması gereken çok iş var ama teknik sorunları çözmeden diğer sorunlara gelemiyoruz. Asıl sorunumuz gazete enflasyonuydu. Dijitale geçiş bizim için bir fırsattı. Doğru bir şekilde anlatılmadığı için çoğu kentte dijitalleşme gerçekleştirilemedi. Kentler arasında adaletsizlikler mevcut. Ordu Türkiye’nin en az nüfuslu illerinden biri. Biz de 8 personel çalıştırmak zorundayken, Bursa ve Antalya gibi illerde de 8 personel çalıştırma zorunluluğu var. Bu dengesizliğin çözülmesi gerekir."
2025 Medya Konferansı’nın Yerel Medya Paneli’nde konuşan Çanakkale Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı İsmet Akıncı: “Dijitalin ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yoktu. Dijitalleşme sebebiyle geçtiğimiz ay 2 gazetemizi kapattık. Google’ın haber sitelerimizi görmediğinin bile farkında değildik. Fark ettikten sonra bile dijitalleşmenin tam olarak ne olduğunu bilmiyorduk. Ancak şu 2 günde dijital gazeteciliğin ne olduğunu öğrendik.
Yeni nesil yayıncılıkla ilgili üniversiteler dahil olmak üzere kimsenin iyi bir eğitim verebildiğini düşünmüyoruz. Onlar bize öğretebilseydi bir fikrimiz olur ve haber sitelerimizi kapatmak zorunda kalmazdık. Haber sitelerimiz kapatıldıktan sonra bile ne yapacağımızı bilemedik. Nereye nasıl şikâyette bulunacağımızı da bilmiyorduk. Resmi ilan değil özel ilan pastasından istediğimizi de BİK’e ilettik ama olumsuz yanıt aldık. Anonim şirket olma zorunluluğunun bulunduğunu bize bildirdiler.”
Erhan Karadağ’ın moderasyonunu üstlendiği Yerel Medya oturumunda Mardin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Çelik dijitalleşmeyle evrilen gazetecilik üzerine konuştu.
Çelik: “1990’larda terör nedeniyle gazetecilik faaliyeti kelle koltukta gerçekleşiyordu. O dönemde haber yapmak zordu ama mutluyduk. Bugün ise yaptığımız haber bizi tedirgin ediyor. Yayınladığımız haberden sonra kullandığımız kavramlar sebebiyle zaman zaman tehdit içeren telefonlar alıyoruz. Feodal yapı ve örgüt sempatizanlarından haber dilimize dair sert eleştiriler geliyor.
Bir diğer sorunumuz da gazetelerimizin basıldıktan sonra dağıtılması üzerine. Kendi imkanlarımızla veya bir şirketle yaptığımız anlaşmalarla gazete dağıtımını gerçekleştirmek istediğimizde dağıtım tekelleri tarafından şirket ismi verilerek baskı altına alınıyoruz. Tüm bu sorunlar göz önünde bulundurulduğunda şunu önermek isterim; hukuk üstünlüğü ile eşitliğin sağlanması. Hukuk sistemi rayına oturursa tüm sorunlar çözülür diye düşünüyorum.”
Yerel Medya Paneli’nde İzmir, Mardin ve Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanları, Çanakkale Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı söz aldı. Yerel basının dijitalleşme karşısında yaşadığı zorlukları ve mücadele yöntemlerini anlattılar.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi: "Basılı gazete olmanın artık hiçbir manası kalmadı. Dijitalleşmezsen yok olursun noktasına geldik. Bunun müsebbibi de biziz. Ana sorunlarımızı görmezden geldiğimiz için bu seviyedeyiz. Tık başarısı ve bilmediğiniz bir dille mücadele etmeye başladık.
Algoritmayı takip etmeden güne başlayamayan gazetecileriz artık. Yapısal değişimler olmadan hiçbir şeyi düzeltemeyeceğimizi söylememiz gerekir. Yazılımcıların yönlendirmesine muhtaç hale gelir olduk. Öyle ya da böyle bir dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız."
Gazeteci Arzu Çakır Morin ve DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, 2025 Medya Konferansı’nda “Dijital Medya Tekelleşmesi ve Önlemler” başlıklı söyleşide bir araya geldi.
AB tarafından dijital medya için yapılan yasal düzenleme hakkında ayrıntılı bilgiler paylaşan Arzu Çakır Morin, çıkan yasanın ilk uygulayıcısının Fransa olduğunu ve Le Monde’un yüksek abone sayıları ile yasal uygulamaların hayata geçmesinde amiral gemisi görevini üstlendiğini ifade etti.
Fransa’da düşen habercilik kalitesine karşın halkın gösterdiği tepkinin önemli olduğunu anlatan Morin, söz konusu yasanın ortaya çıkmasında medya örgütlerinin ve aktörlerinin büyük etki ve katkısı olduğunu anlattı.
Bu konferansta yapılan tartışmaların çok benzerinin 2 yıl önce Fransa’da başladığına dikkat çeken Morin, dijital yayıncılığa karşı direnmenin sonlanıp sürece bir düzenleme getirilmesi ihtiyacının kabullenilmesi ile bugünkü yasal düzenlemeye ulaşıldığını belirtti.
