6 Şubat depremlerinden önce kendilerinde hatıra olarak kalan eşyaları süsleyerek farklı bir görümüne kazandıran Perihan Pamukçu adlı usta öğretici yapmış olduğu çalışmaları gençlik merkezinde sergilerken, Nadire Harıkçı isimli geri dönüşüm ustası da depremde topladığı enkaz parçalarıyla depremin simgesi olan Adıyaman saat kulesinin materyali başta olmak üzere farklı çalışmalara imza atıyor.
CİHAN KARAKAŞ; “DEPREMİ UNUTTURABİLECEK, AİLE İÇİ ŞİDDETLERİ ÖNLEYEBİLMEK ADINA BÖYLE BİR ETKİNLİKTE DÜZENLİYORUZ”
Adıyaman Belediyesi Kadın Gençlik Merkezleri Meslek Edindirme Kursları Koordinatörü Cihan Karakaş, açmış oldukları kurslar hakkında bilgi vererek; “Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet vermekteyiz. Bulunduğumuz yerde Adıyaman Kadın Gençlik Merkezi’mizin kurslarımızın eğitim, öğretim, üretim, rehberlik, danışman, kültür ve sanat merkezi olarak hizmet vermekteyiz. Ayrıca merkezlerimiz kadınlara ve gençlerimize yönelik olarak mesleki, sosyal, kültürel bilgi ve beceri kazandıran kişilerin boş zamanlarını olumlu faaliyetlerle değerlendirmelerini, gelirlerini arttırmalarını sağlayan birer eğitim merkezleri olarak hizmet vermekte. Kurs merkezilerimizin faaliyetleri genel olarak Adıyaman Belediyesi’nin olanakları ile gerçekleştiriliyor. Ancak Halk Eğitim Müdürlüğü, İşkur gibi resmi kurumların yanı sıra gönüllü kuruluşlarla prensipler doğrultusunda işbirliği yapıyoruz. Protokol imzalayarak onlarla tarafların olanaklarını birleştiriyoruz. Ve protokol imzalayarak uygulamaya koyabiliyoruz. Kurslarımıza her yaş grubu katılabiliyor. Toplamda 3 merkezimiz bulunmakta, Siteler Kadın Gençlik Merkezi Siteler Mahallesinde bulunuyor. Fatih Kadın Gençlik Merkezimiz Fatih Mahallesi 23 Nisan İlkokulu arkasında bulunuyor. Bir diğer merkezimizde Bahçecik TOKİ’de bulunuyor. Eğitmen sayımız 55 olup, 29 sınıfımız bulunmakta. Ayrıca 700 kişilik kapasitemiz var. Kursiyerlerle birlikte bu sayı 700’ü buluyor. Buraya gelen kadınlarımıza, kursiyerlerimize, çocuklarımıza deprem sonrasında psikoloji travmaları atlatmaları için bir çeşit psikolojik destek vermek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Deprem sonrasında gençlik merkezlerimizde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden destek alarak haftada bir gün bütün merkezlerimizde ayrı ayrı olmak üzere psiko sosyal destekler vermekteyiz. Depremi unutturabilecek, aile içi şiddetleri önleyebilmek adına böyle bir etkinlikte düzenliyoruz” dedi.
NADİRE HARIKÇI; “BU GÖRDÜĞÜNÜZ BÜTÜN ÜRÜNLER ENKAZDAN ÇIKMIŞ AMA YENİDEN TASARLADIK. BELEDİYENİN KALDIRIM DÖŞERKEN KULLANDIĞI TAŞLARDAN DÖKÜLEN TAŞLARI TOPLAYIP, BOYUTLARI AYRI GRUPLANDIRIP RENKLERİNE GÖRE MOZAİK YAPIYORUZ. SAAT KULESİNİN YAPIMI ORTALAMA 20 GÜN SÜRDÜ.”
Geri dönüşüm yapımı usta öğretisi olarak Adıyaman Belediyesi’nin Kadın Gençlik Merkezlerinde görev yapan Nadire Harıkçı 6 Şubat depremlerine ilişkin yaptığı çalışmalara değinerek; “Fatih Gençlik Merkezi’nde görev yapıyorum. Bölümüm el sanatları, burada öğrencilerle beraber atık malzemelerden geri dönüşüm yapıyoruz. Öğrencilerim atmayıp getirdikleri eşyaları buraya getiriyorlar. Yaptıkları çalışmaları satarak evlerine katkıda bulunuyorlar. El sanatları hocasıyım, burada atık malzemelerden öğrencilerimle geri dönüşüm yapıyoruz. Genelde enkazlardan topladığımız malzemelerle geri dönüşüm yaptık. Öğrencilerimizin evleri yıkılmış. Evlerinde kırılmış, dökülmüş onlar için manevi yönü olan malzemeleri buraya getirip yeniden tasarladık. Adıyaman’ımızın simgesi olan saat kulesini yaptık. Bu depremde enkazda topladığımız malzemelerle üç boyutlu enkaz tablosu yaptık. Enkazdan çıkmış ayakkabılarla, kırılmış sandığımızla bu çalışmalarımızı yaptık. Bu gördüğünüz bütün ürünler enkazdan çıkmış ama yeniden tasarladık. Belediyenin kaldırım döşerken kullandığı taşlardan dökülen taşları toplayıp, boyutları ayrı gruplandırıp renklerine göre mozaik yapıyoruz. Saat kulesinin yapımı ortalama 20 gün sürdü. Öğrencilerimi aynı zamanda eğitirken saat kulesini yaptım. Saat kulesinin içerisinde atık karton kullandık. Üstüne derz yaptık, evde hazırladığımız hamur ile figürleri yaptık. Boyaları metalik olarak kullandık, bazı bölümleri straforla çalıştık, boyadık, derzle bazı alanları kapladık. Bu yazıları hamurla yaptık, hepsi el yapımıdır. Kursumuzda kursiyer sayımız zaman zaman değişiyor. Bu sayı 20,15,12 oluyor. Bizi destekleyen Belediye Başkanımız Abdurrahman Tutdere’ye çok teşekkür ederiz. Bize bu imkanları sunduğu için ayrıca teşekkür ederiz. Öğrencilerimizde bu durumdan çok memnunlar” diye konuştu.
PERİHAN PAMUKÇU; “BU ÇALIŞMAM HEM DEPREMİ, O ACI GÜNÜ ANIMSATIYOR, HEM DE DEPREMDEN ÇIKAN EŞYALARIN NASIL GERİ DÖNÜŞÜME DÖNÜŞTÜREBİLECEĞİMİZİ, NASIL SANATLA BİRLEŞTİREBİLECEĞİMİZİ ANLATAN ÇOK GÜZEL BİR ÇALIŞMADIR”
Adıyaman Halk Eğitim Merkezi usta öğreticilerinden Perihan Pamukçu 6 Şubat depremlerinden çıkarılan eşyalarla farklı çalışmalar yaptıklarını ifade ederek; “Adıyaman Belediyesi’ne bağlı olan Fatih Kadın Gençlik Merkezi’nde usta öğretici olarak çalışıyorum. Ben ve öğrencilerim ahşap boyama, geri dönüşüm üzerine objeler çıkarmaya çalışıyoruz. Bu işi 10 yıl öncesinde amatör olarak yapıyordum. Daha sonra bu çalışmalarım meslek haline geldi. Bu işim meslek haline geldikten sonra arkadaşlarla, “Geri dönüşüm üzerine bir işler yapalım” dedik. Be vesileyle işlerimize başladık. Depremle birlikte çok acı bir felaketi yaşadık. Deprem hepimizi mahvetti, psikolojimiz allak bulak oldu. Öğrencilerime, “Depremden çıkanlar hatıradır, atmayalım, buraya getirelim. Geçmişimiz gitti ama kalıntıları en azından geleceğe taşıyalım” dedim. Kız kardeşimin evi depremde yıkıldı. Hiçbir şeylerini alamayıp sadece canlarını kurtarabildiler. Depremden daha sonra binadan bazı parçalar çıkardı. Bu parçalardan bir tanesi de gördüğünüz tablodaki kot pantolondu. Kardeşim, “Abla bunu bana kalıcı bir şey haline getirebilir misin?” dediğinde bende kardeşime, “Tamam” dedim. Bizim de bir el sanatımız var. Bu el sanatımız pasta rölyeflerle ve spatüle ile yaptığımız sanatımızdır. Bende bu iki sanatı birleştirme kararı aldım. Kot pantolon zaten depremde parçalanmıştı. Bu tahta panonun üzerine monte ettikten sonra özel tekniklerimizle bu çalışmayı yaptım. Bu ceplikleri de bizim daha önce annelerimizin evlerinde kullandığı ceplikleri düşünerek tasarladım. “Sanatımı kullanarak evde kullanılabilir bir şey olsun, sergilensin” diye bu çalışmalarımı değerlendiriyorum. Evlerimize astığımız zaman eski cepliklerde olduğu gibi makasımız, kağıdımız, gibi her şeyi koyabiliyoruz. Daha sonra bu kotu Dünya Kadınlar Günü’nde Adıyaman Belediyesi’nin etkinliğinde AVM’de sergiledik. O etkinliğe Valimiz Dr. Osman Varol’da katılmıştı. Valimize ve eşine bu kotun yapım hikayesini anlatınca Valimiz Dr. Osman Varol; “Biz Adıyaman’da deprem müzesi kuruyoruz. Kesinlikle bu panoyu kimseye vermiyorsunuz. Depremin hatırası olarak müzede sergilenecek” dedi. Ve daha sonra bu tablom valimizin koruması altına alındı. Bu çalışmam hem depremi, o acı günü anımsatıyor, hem de depremden çıkan eşyaların nasıl geri dönüşüme dönüştürebileceğimizi, nasıl sanatla birleştirebileceğimizi anlatan çok güzel bir çalışmadır. Ayrıca Adıyaman Belediyesi’nin, Belediye Başkanımız Abdurrahman Tutdere’nin bize vermiş olduğu imkanlardan dolayı teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
PERİHAN PAMUKÇU; “BU ŞAPKADA BİR ÖĞRENCİMİN ŞAPKASIYDI. ONU DA BİR PANO HALİNE GETİRDİK. BU ŞAPKA DEPREMDEN SONRA ÇIKARILAN BİR ŞAPKAYDI. ÖĞRENCİM İÇİN BİR ANI OLDU, EVİNE GÖTÜRÜP KULLANACAK.”
Usta öğretici Perihan Pamukçu, 6 Şubat depreminin temasının yer aldığı çalışmaları hakkında şu bilgilere yer verdi; “Depremde çıkan bir objemiz vardı, bu objelerden bir tanesi de benim öğrencimin depremde çıkan tek topuklu ayakkabısıydı. Öğrencim bu ayakkabıyı bana getirerek, “Bu ayakkabıyı ne yapabiliriz?” dediğinde, “Tekrardan bu ayakkabıyı dönüştürelim” demiştim. Kapısının anahtarı, zincirleri enkazda kalmıştı. Neyi bulduysa depremden kalan eşyaları üzerine monte ettik. Şimdi buraya fırçalarımızı koyuyoruz. Evde de saksı olarak, kendi çocuğunun odasına kalemlik olarak kullana bilir. Bu çizmelerde depremde bir öğrencimin evinde kalan çizmelerdi. Onu da depremden çıkarmıştı. “Onu da dönüştürelim, saksı olarak kullanalım” dedik. Bu şapkada bir öğrencimin şapkasıydı. Onu da bir pano haline getirdik. Bu şapka depremden sonra çıkarılan bir şapkaydı. Öğrencim için bir anı oldu, evine götürüp kullanacak. Şapkanın sahibi olan çocuk yaşıyor ama evleri yıkılmıştı. Hani şapka birazda yıpranmıştı, atacaktı. Bende, “Şapkayı atma, buraya getir. Büyüyünce kızına anlatırsın, bu şapkanın en azından bir hikayesi olur” dedim. Onu tablo haline getirdik, kendi evinde de sergileyecek. “Şimdilik sınıfta kalsın” dedim.”
Haber: Ömer Karakuş