Başkan Abdurrahman Tutdere’yi karşısında karşında gören Ahmet öğretmen ve ailesi duygusal anlar yaşadı. Sohbet konusu ise Ahmet öğretmen ile Başkan Abdurrahman Tutdere arasındaki okul anıları oldu.
Öğrencisiyle gurur duyduğunu belirten Ahmet öğretmen, başkan Tutdere’nin hem milletvekilliği dönemi hem de sonrasındaki belediye başkanlığı sürecinde de büyük hizmetlere devam edeceğinden emin olduğunu dile getirdi. Yıllar sonra ilkokul öğretmeni Ahmet Yılmaz’ı evinde ziyaret eden başkan Tutdere, hem öğretmeninin gününü kutladı, hem de çok zor şartlarda eğitim gördüğü öğrencilik yıllarını yad etti.
AHMET YILMAZ; “O DÖNEMLERDE SEVGİ, SAYGI VARDI. BEN ÖĞRENCİLERİMİ SEVİYORDUM, ÖĞRENCİLERİMDE BENİ SEVİYORDU, NE DESEM YAPIYORLARDI.”
Başkan Abdurrahman Tutdere’nin ziyaretinden dolayı memnuniyetini dile getiren Tutdere’nin öğretmeni Ahmet Yılmaz, “Öğrencilerimiz tabii ki köy çocuğuydu, efendiydi, temizdi, çalışkandı ama çaresizlik o zamanda vardı. Öğrenciler sabah okula geliyor, akşama kadar eğitim yaptığımız için orada kalmak zorunda kalıyorlardı. Ve orada öğrenciler yemekte yemeyince hem kış şartlarında üşüyor hem de aç olduğu için zor durumda kalıyorlardı. Evin lojmanın önünde sofra kuruyordum, köylerden okula gelen 13-14 öğrenci vardı. Onlara orada yemek veriyorduk. Bu şekilde tatmin ediyorduk. Köydeki çocuklara, “Herkes kendi arkadaşını evine götürsün, ye yiyorsa oda bir kaşık ondan yesin” derdim. Birgün bu şekilde devam ettirdik, sonradan ailelerden şikayet geldi. Aileler, “Başka çocukları yedirmek zorunda değiliz” dediklerinde bizler ailelerin yemek vermesinden vazgeçtik. Daha sonra öğrencilere yemek vermeye birkaç yıl devam ettik. O dönemlerde sevgi, saygı vardı. Ben öğrencilerimi seviyordum, öğrencilerimde beni seviyordu, ne desem yapıyorlardı. Burada imam hatip okulunda bir öğretmen iş esnasında yarım kalan torba çimento için öğrenciye, “Bunu götür merdiven altına indir” dediğinde, “Ben niye götüreyim” demiş. Ve orada öğrenci ile tartışmışlardı. O günün şartlarında Milli Eğitim Müdürlüğü olaya el atmıştı. Neredeyse öğretmen ceza alıyordu. Ben o dönemlerde öğrenciye çimentoyu verirdim, götürür yerine indirdi. Aynı şekilde beraber götürürdük. Ben her zaman öğrencilerime öncülük yapardım. Götürmeyip, yapmadığım bir şeyi öğrencime yaptırmazdım. Bir işe önce ben başlardım, sonra öğrencilerim iş yapardı, iş birliği içerisinde çalışıyorduk. Abdurrahman Tutdere kardeşimin bir kardeşi var, ismi Kemal. Aşağıdan gelen öğrenciler, “Tutdere” diye bir dere, düzlük vardı. Öğrenciler okula geliyorlar, bazen de kafaları esmediği zaman birkaç kişi onları yönlendiriyordu. Onlara, “Gelin burada maç yapalım” diyerek maç yapıyorlar. Daha sonra ailemize, “Öğretmen şehre gitmiş, bizde geri geldik” dediklerini ben öğrendiğimde, “Kemal bu olayı doğru şekliyle anlat, nasıl oldu bu olay” diye sormuştum. Kemal’de, “Hocam ben ispiyonculuk yapamam” dediğinde “Burada öğrenciler için faydalı bir şey varsa söyleyeceksin. Burada hem öğretmen hem de veli zor durumda kalıyor. Hem de dersten geri kalıyorsunuz. Kemal sana bir hatıra olsun” diyerek ona bir tokat attım. Ondan sonra Abdurrahman Tutdere’nin yazıhanesine gittim. Baktım ki, oda orada. Bana, “Hocam keşke bir tokatta bu yüzüme atsaydınız, çok hoşuma gitti, özledim o tokadı” dedi. O bir hatıra olarak kaldı. Ama Kemal’de diğerleri de çok çalışkan öğrencilerdi. Onların sayesinde okulumuzda puan alıyorduk, kredisi yükseliyordu. Ve sevilen, sayılan okul durumuna gelmiştik. Onun için bende öğrencilerime çok teşekkür ediyorum” dedi.
TUTDERE; “HOCAM YERİ GELDİĞİNDE ODUNU KENDİ KIRIYORDU, BİR YANDAN DA KAZMA, KÜREĞİ ELİNE ALIP KANAL AÇIYORDU, SIVA YAPIYORDU, TAŞ DUVAR ÖRÜYORDU. TAM BİR CUMHURİYETİN DEĞERLERİNE İNANMIŞ, KENDİ ÜLKESİNİ SEVEN BİR ÖĞRETMEN PROFİLİYDİ.”
Öğretmenler Günü’nde ilkokul öğretmeni Ahmet Yılmaz’ı evinde ziyaret eden Başkan Abdurrahman Tutdere, “Öncelikle Ahmet hocama ev sahipliği için, kapısını bizlere açtığı için çok teşekkür ederim. Ahmet hoca benim gibi yüzlerce çocuğun hayatına dokunmuş, onların eğitim hayatında bir yere gelmesini sağlamış, hepimizin üzerinde hakkı olan hocamızdır. Ben bugün Ahmet hocanın şahsında gerçekten Türkiye’deki çocukların eğitilmesi konusunda büyük emek gösteren, fedakarlık yapan, çocukları yetiştiren bütün öğretmenlerimizi, cumhuriyet değerlerini yaşatan bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Ahmet hocayı görünce çok duygulandım. Ahmet hocayı görünce çok eski bir maziye gittik, o şimdi konuşunca duygulandık. Zor bir dönemde, zor koşullarda ama inanmış bir öğretmedi. Şartlar ne olursa olsun çocukların eğitim görmesi gerektiğine inanan bir hocaydı. Biz komşu köyün ortaokuluna köyümüzden gidiyorduk. O köyle bizim köy arası 5 kilometreydi. Karda, kışta, zor şartlarda yürüyerek okula gidiyorduk. O köyden okuldan gelen öğrenci arkadaşlarımda vardı. Gökçayır’dan, Koçali’den, mezrasından gelenler vardı. Ama okulda çocuklar arasında müthiş, güçlü bir dayanışma vardı, hem de Ahmet hocanın önderliğinde büyük bir imecede vardı. Düşünün bir taraftan çocuklar okul inşaatında çalışıyor, bir taraftan eğitim görüyorlardı. Hocam yeri geldiğinde odunu kendi kırıyordu, bir yandan da kazma, küreği eline alıp kanal açıyordu, sıva yapıyordu, taş duvar örüyordu. Tam bir cumhuriyetin değerlerine inanmış, kendi ülkesini seven bir öğretmen profiliydi. Hepimiz için idol oldu, bizi gerçekten zor koşullarda yetiştirdiler. O zorluklardan alıp, bugünlere getiren güçlü olmamızı sağlayan, en zor şartlar karşısında dirençli olmamızı sağlayan o temeli hocalarımız attı. Ahmet hocama o dönemdeki diğer öğretmelerimize, ilkokulda derslerimize gelip bizi yetiştiren öğretmenlerimize de bir kez daha teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
TUTDERE; “ÖĞRETMENLERİMİZ BİZİM KIYMETLİMİZ, BU ÜLKENİN GELECEĞİNİ YETİŞTİREN KESİMLERDİR. DOLAYSIYLA HERKESİN ÖĞRETMENLERE SAHİP ÇIKMASI, ONLARIN HAKKININ MUTLAKA VERİLMESİ GEREKİYOR.”
Günümüzde eğitimcilerin yaşamış oldukları ekonomik zorlukları da hatırlatan Başkan Abdurrahman Tutdere; “Biz bütün bu aşamada ülkeye hizmet eden bütün yöneticiler, siyasetçiler, meslek sahiplerinin öğretmenler tarafından yetiştirildiğini asla unutmamak lazım. Her ne kadar günümüz Türkiye’sinde öğretmenler ekonomik anlamda zor koşullar altında yaşıyorlarsa da çok büyük sorunlarla boğuşuyorlarsa da gerçekten binlerce çocuk yetiştiriyorlar. Anadolu’da, Türkiye’nin dört bir yanında bu gençleri bu ülkenin geleceğini şekillendiriyorlar. Onların hepsine ayrı ayrı saygılarımızı ileterek, rahmete gidenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Emekli olup şu anda gerçekten bir köşede bekleyip ülkesi için, çocukları için emek veren bütün öğretmenlerimize saygılarımızı, hürmetlerimizi iletiyorum. Öğretmenlerimiz bizim kıymetlimiz, bu ülkenin geleceğini yetiştiren kesimlerdir. Dolaysıyla herkesin öğretmenlere sahip çıkması, onların hakkının mutlaka verilmesi gerekiyor. Biz Adıyaman Belediyesi olarak hem kendi bünyemizde çalışan öğretmenlerimize hem de şehrimizdeki bütün öğretmenlerimizin rahat etmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Öğretmenlerimizin de öğrencilerimizin de yanında olacağız. Bugün benim için çok anlamlı ve önemli bir gün, bugün hocamla beraberim, öğretmenimizle beraberiz. Hocamız bizim bu günlere gelmemizde temelleri oluşturan, bize ülke sevgisini, çalışmayı ve ilim, irfan doğrultusunda hayatta kalmayı, mücadele etmeyi öğretti. Bizde onun vermiş olduğu eğitimle bugünlere geldik. Bir kez daha ona saygılarımı sunuyorum, ellerinden öpüyoruz. Bütün öğretmenlerimizin hem Öğretmenler Günü’nü kutluyorum hem de saygılarımı iletiyorum. Öğretmenlik kutsal bir meslektir, öğretmenlerimiz hak etiği yere mutlaka gelmeliler” şeklinde konuştu.
TUTDERE; İŞTE BURADA BİR ÖĞRETMENİN YAKTIĞI MEŞALENİN NASIL BÖLGEYİ, BÜTÜN İNSANLARI AYDINLATTIĞININ EN GÜZEL GÖSTERGESİ AHMET HOCADIR. AHMET HOCA ÇOK ÖĞRENCİ YETİŞTİRDİ, ÇOK EMEKLER VERDİ, ÇOK ZORLUKLARDA YAŞADI. SAĞ OLSUN BİZİ BUGÜNLERE KADAR GETİRDİ.”
“6 Şubat’ta yaşamış olduğumuz depremde şehit olan öğretmenlerimizde oldu” diyerek sözlerine devam eden Tutdere; “Deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun. Ahmet hocam az önce de anlattı. Bizim öğrencilik dönemimizde zaman zaman bize kızardı, bağırırdı, sesini de yükseltirdi. Ama o süreçte biz bilmiyorduk, bizim geleceğimiz için söylediklerinin farkında değildik. Yaşımız ilerledikçe anladık ki hocalarımız bizim geleceğimiz, iyiliğimiz için bize gerektiğinde yoğun ödev vererek bizim çalışmamızı teşvik etmişler. Zaman içerisinde bunlar anlaşılıyor. Ama o süreçte de Ahmet hocaya karşı hepimizin saygısı, sevgisi bir başkaydı, oda bizleri seviyordu. Aslında Ahmet hoca gibi örnek öğretmenler belki Anadolu’nun her yerinde vardır ama Ahmet hoca gerçekten tayin geldiği köye değer katan, o köyde okulun yapılmasına katkı sağlayan ve yüzlerce gencin eğitimle buluşmasını sağlayan aslında cumhuriyetin örnek öğretmenlerindendir. Bu yönüyle de Ahmet hocanın gerçekten hepimizin üzerinde çok emeği olduğu gibi etki yaratmıştır. Çünkü inanan bir öğretmendi, sadece maaşını alan, mesaisine bakan değil, o köydeki o geri kalmışlığı, o çaresiz insanların hayatlarına, o çocuklara dokunarak onlara geleceğe taşımayı hedeflemiş idealist bir öğretmendi. Onun idealist olması bizlerinde eğitimine yansıdı. Bizler güzel bir eğitim alarak zor şartlarda Koçali Köyü’nde eğitim aldık. Gerçekten bizim okuduğumuz dönemlerde çok büyük zorluklar yaşanmıştı. 1985-1986-1987’lerden bahsediyoruz. O tarihler gerçekten imkanların olmadığı bir dönemdi. O dönemde elektrikte, yolda yoktu, sonradan elektrik gelmişti. Yollar çamur içerisindeydi, hocam zor koşullarda bir hayat mücadelesi veriyordu. Hocam bütün köylüleri aydınlatıyordu, eğitimin önemini anne ve babalarımıza anlatıyordu. “Çocuklarınızı, kız çocuklarınızı mutlaka okula gönderin” diyordu. Bu konuda da gerçekten örnek bir öğretmenlik yaptı. O bölgenin bütün köy çocukları Ahmet hocanın bu dirayeti, iradesi ve oradaki mücadelesinde okullu oldular. Eğer orada okul olmasaydı belki biz bugün burada olmayacaktık., okumayacaktık. Çünkü bölgede okulun olmaması bizim için dezavantaj olacaktı, okumayacaktık. Ahmet hocanın tayin gelmesiyle, akabinde olmayan okul binasını yapması, ona önderlik yapması, kendisinin bizzat kollarını sıvayarak işin içerisine girmesi bizim ve o bölge için çok farklı bir durumu ortaya çıkardı. Ve şu anda o okuldan mezun olup her meslekten arkadaşlarımız var. Tıpçılar, hukukçular aklınıza gelebilecek her meslekten arkadaşlarımız, çocuklarımız var. İşte burada bir öğretmenin yaktığı meşalenin nasıl bölgeyi, bütün insanları aydınlattığının en güzel göstergesi Ahmet hocadır. Ahmet hoca çok öğrenci yetiştirdi, çok emekler verdi, çok zorluklarda yaşadı. Sağ olsun bizi bugünlere kadar getirdi. Bir kez daha Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz ona en derin saygılarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Haber: Ömer Karakuş