Dijitalleşmenin gündelik hayatı çevrelediği günümüzde iletişim kanallarını etkili kullanmak her alanda yeni fırsatlar oluşturuyor. Bu fırsatları yakalamak için iletişim alanında kendini geliştirmek isteyenler alanında uzaman isimlerin verdiği eğitim ve seminerlere katılarak becerilerini geliştirmeye çabalıyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Başakşehir deneyimli Gazeteci Yazar Muhammed Şimşek’i ağırladı. Belediyeye ait Palmiye Salonunu dolduran her yaş ve meslekten katılımcı, gün geçtikçe daha değerli hale gelen iletişimin püf noktalarını pür dikkat dinledi.
“SÖZÜMÜZÜ GÜÇLÜ SÖYLEMELİYİZ”
Gazeteci Yazar Muhammed Şimşek katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Anadolu’nun söyleme damarı üzerinde duruyoruz. Yüzyılları aşan bir söz hazinesine sahibiz. Yeter ki her şeyden önce bu hazinenin kapılarını aralayarak kültürel değerlerimizle var olmaya karar verelim. Sözümüze ve söyleme damarına sahip çıkarak hakikatin imajla yer değiştirdiği günümüzde çok rahat kalplere dokunabiliriz. Ama önce dilimize sahip çıkmalıyız ve gündelik kullandığımız 300 kelimenin bizi hapsettiği fasit daireden çıkmalıyız. Ardından Mevla’nın dediği ‘Ne kadar bilirsen bil, sizin bildiğiniz karşınızdakinin anladığı kadardır” sözünden hareketle karşı tarafa hitap etmenin kadim yollarına başvurmalıyız. Yani sözümüzü bir Anadolu saflığında söylemeliyiz. Yunus Emre’den Aşık Veysel’e uzanan oradan Necip Fazıl’a ve bu toprağın yürek sesi olan Erzurumlu Emrah’tan Sezai Karakoç’a varıncaya kadar kalbimizin titreşimleri önce ruhumuzu sonra gür bir sadaya dönüşen sözümüzü güçlendirmeli. Hep şunu söylerler Anadolu insanın sesi içine kaçmıştır, naif ve kısık çıkar diye… Bunun öyle olmadığını yeri geldiğinde sözümüzü güçlü söyleyebildiğimizi yetenek ve potansiyelimizin farkına vararak gösterebiliriz.”
“KENDİMİZİ VE MEDENİYETİMİZİ TANIMADAN OLMAZ”
“Telefon ve bilgisayar ekranlarına hapsolan ruhumuzu ve dilimizi bu çıkmazdan kurtarmalıyız” diye Gazeteci Yazar Muhammed Şimşek günümüzde iletişim bir sanata dönüştüğüne dikkati çekere sözlerine şöyle devam etti: Ekranların adeta insanları kendine hayran bırakan imajlarla ve yapmacık suni insan suretleriyle dolduğu günümüzde herkesin bir sosyal medya hesabı var. Ancak bu hesaplar insanların zihinlerini meşgul ederek işgal ediyor. Böylesi bir dünyada insanın hakikatin koruması özel bir gayret istiyor. Kendi medeniyet ve kültür kodlarınıza sıkı sıkıya sarılmanızı olmazsa olmaz hale getiriyor. Aksi halde aile müessesi elden giderken iletişimde kopuşlar önce ailede başlayıp sonra toplumun diğer katmanlarına doğru yayılıyor. Önce aile bireyleri olarak bir birimizi, sonra mahallemizi, sonra içinde yaşadığımız şehir ve daha sonra ülkemizi iyi okumamız gerekiyor. Hepsinden sonra dünyaya açılabiliriz. Aksi halde kendimiz olmadan başkalarını taklit ederek kendimizi, internet imkanlarıyla global bir köye dönüşen dünyada kaybetmekten alamayız. Böylesi bir ortamda sözümüzü doğru, anlaşılır ve etkili söylemek incelik istiyor. Bu incelikte ait olduğumuz kadim medeniyetin kodlarını nakış nakış ruhumuza işlemekten geçiyor. Ancak bu yolla sözümüz kendi rengini ve kendi dokusunu bulur ve tek tipleşmiş yaşam biçimleri arasında farklılığını ortaya koyabilir. Bunu yapabilmekse inanın bana bugün artık bir sanata dönüşmüş durumda. Her sanat gibi bu da özel ilgi, emek, zaman ve çaba istiyor.”
Muhammed Şimşek kimdir?
Her şeyden önce bir fikir işçisidir. Lise mezuniyeti sonrası amatör olarak başladığı televizyon gazeteciliği mesleğini 20 yılı aşkın bir süredir aynı heyecanla sürdürüyor. Bugüne kadar Kanal A ve TRT Haber gibi kanallarda muhabirlik, editörlük ve sunuculuk görevlerinde bulundu. Medya, yapım ve organizasyon sahasında çok sayıda tematik ve kültürel içerikli projeyi hayata geçirdi. Diriliş Postası gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. Aynı mecrada düzenli olarak köşe ve analiz yazıları yayımladı. Analiz yazılarında toplum hayatına ve ülke gündemine derinlikli bakış açıları sunmaya çabalarken köşe yazılarında bütünüyle günümüz insanına ayna tutan kalbi meseleleri kaleme aldı. “Kardeş Payı” adlı ilk kitabı 2023 yılı başından okuyucusuyla buluşturdu. Bugüne kadar elde ettiği mesleki deneyimlerini akademik sahada da değerlendirmek için Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İletişim Bilimleri dalında yüksek lisans yaptı. Aynı zamanda sahada ve kamera önünde elde ettiği tecrübeleri verdiği sayısız seminer ve eğitimlerle hem genç iletişimcilere hem de mesleğe ilgi duyan herkese aktarmaya devam ediyor.