“Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu” tanıtım etkinliğinin açılış konuşmasını Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin yaptı. Bilgin konuşmasına deklarasyonda emeği geçen pek çok gazeteci ve bilim insanı ile 12 ayrı meslek örgütü ve tüm aktörlere teşekkür ederek başladı.
12 örgütün böylesine uzun soluklu çalışma yapmasının sonuçtan daha önemli olduğunu belirten Bilgin, “Bu deklerasyon eşitler arasında bir birleşmenin sonucudur” dedi.
Bir meslek örgütünün büyüklüğünün üye sayısı ile ilgili olmadığını belirten Bilgin: “Büyüklük o örgütün ülkedeki sendikalaşma, hak, özgürlük ve demokrasi alanındaki çalışmalarına bağlıdır.”
“Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu” tanıtım etkinliği Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş’un konuşmasıyla devam etti.
2008’de oluşturulan Gazetecilere Özgürlük Platformu sonrası en önemli birlikteliğin “Medya Dayanışma Grubu” olduğunu söyledi ve bu örgütlerin bir araya gelmesinde büyük rol oynayan Nazmi Bilgin ve Yusuf Kanlı’ya teşekkür etti.
Gazetecilerin geçmişte bir araya geldiğindeki kazanımlarından örnekler veren Durmuş,
Türkiye’de sendikal örgütlenme oranının yalnızca yüzde 12.7 olduğunu ve bunların yalnızca yüzde 9’ünün toplu iş sözleşmesi hakkı olduğunu vurguladı.
Gazetecilerin yüzde 70’ten fazlasının asgari ücrete mahkûm olduğunun altını çizen Durmuş, “Gazeteciler örgütlenmedikçe iktidarlar istedikleri gibi yasaları değiştirebilirler” dedi. Gökhan Durmuş sözlerini “Gelin örgüt fikrini yeniden aşılayalım, birlikte güçlü olalım” diyerek tamamladı.
“Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu” tanıtım etkinliği Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’nin konuşmasıyla devam etti.
Faruk Bildirici, yıl içinde yapılan iki Medya Konferansı’nın önemine değindi ve “Gazeteciler hep konuşur, havada kalır. Fakat bu sefer uçup gitmesine izin vermedik. Elimizdeki hak ve özgürlükler deklarasyonu somut bir çıktıdır” dedi.
Gazetecilik mesleğini yapmamızı engelleyen bir ortam içinde bulunulduğunun altını çizen Bildirici, “Kaybettiğimiz hak ve özgürlüklerimizi yeniden kazanabilmek için hak ve özgürlüklerimiz paydasında bir araya geldik” dedi.
“Kendi hakkını savunamayan bir meslek kimin hakkını savunabilir ki?” diye soran Bildirici, “Sorunları ortaya koymakla kalmadık, çözümler de önerdik. Eğer bu metni bir kampanyaya dönüştürürsek çok önemli sonuçlar alacağımız inanıyorum” dedi, deklarasyonu yol haritası haline getirme ve mücadele çağrısı yaptı.
Tanıtım etkinliği, deklarasyonun hazırlanmasında büyük emeği geçen Dr. Çağrı Kaderoğlu Bulut’un konuşmasıyla devam etti.
Kaderoğlu Bulut, dijital dönüşüm çağında gazeteciliğin de neo-liberal siyasi baskılarla evrildiğini ve böylesi bir dönemde bu deklarasyonun ortaya çıkmasının önemine vurgu yaptı:
“Bu gazetecilerin sadece kendi meslekleriyle ilgili bir irade gösterisi olmaktan ileriye geçip, gazetecilerin yurttaşlığa sahip çıkma iradesini de içeren bir deklarasyon oldu.”
Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu’nun tanıtım etkinliğinde konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Düşündüğümüz düşünemediğimiz tüm tehdit ve kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığımız bu dönemde nasıl bir ülke, nasıl bir basın ve medya istediğimizi hep birlikte ortaya koymak için yola çıktık. Bu deklarasyon gazetecilerin isyanı olmanın ötesinde meslektaşlarımızın onurlu bir yaşam için beklentilerini de ortaya koyuyor” dedi.
Gappi bu deklarasyonda İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin de imzasının bulunmasından gurur duyduğunu belirtti.
Kaynak: Gazeteciler Cemiyeti