https://www.adiyamandahaber.com/files/uploads/user/f6c4718557e1197ecdbe1b7ff52975d2-f44598a88c3615e088e9.png
Cemil Özdaş Sanat Tarihçi

Adıyaman Ulucamii Mimari Ve Süslemeleri

06-11-2022 20:26 495 kez okundu.

Adıyaman’ın en merkezi yeri olan çarşı içinde, Adıyaman kalesinin eteğinde yer alan cami Adıyaman’ın en büyük camisidir. Boyuna dikdörtgen planlı bir yapıdır. Boyuna dikdörtgen olan plan, ortada sekiz kenarlı dört payenin taşıdığı büyük bir kubbe ile dört köşede dört küçük kubbe ve büyük kubbenin dört yanında ve küçük kubbeler arasında yer alan tonozlu kısımlarda meydanda gelen merkezi planlı bir yapıdır.

Dıştan dışa 21.20x24.40 metre boyutlarında olan yapının cephesini boydan boya kaplayan çapraz tonozlu beş gözlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kuzey doğu köşede de tek şerefeli minaresi yer almaktadır. Dışardan kurşun ile kaplanmış olan üst örtüde orta kubbe sekiz yuvarlak kemerli kasnak üzerindeki yapısı ile hakim durumundadır. Cami dıştan, doğu, batı ve güney cephelerde iki katlı bir görünüme sahiptir.

Bu görünüm yüzeyden taşıntı yapan bir korniş ile ayrılmıştır. Kornişin alt ve üst kısmında ikişer pencere dizisi yer almaktadır. Yüzeyden içeri ve dışarı taşıntı yapan pencereler ampir özelliklere uygundur. Yapıda yer alan iki katlı pencereler yuvarlak kemerlidir. Bu pencerelerden doğu ve batıdakiler altta üç üstte ise dörder, güney cephede ise altta ve üstte ikişer kuzey cephede ise iki pencere açıklığı verilmiştir.

Yapının köşelerinde kulelere yer verilmiştir. Ampir üslûp özelliklerine uygun bu kuleler güneydoğu, güneybatı ve kuzeybatı köşelerinde yer almaktadır. Yapının en dikkat çekici özelliği dış cephenin dış cephenin üst kısmında Yunan tapınaklarında görülen üçgen alınlıklardır.  Ortadaki üçgen alınlığı yüksekliği nedeniyle alttan yukarıya doğru genişleyen silmelerden müteşekkil bu korniş Osmanlı camilerindeki orta kubbenin hâkimiyetiyle onun etrafındaki örtülerle elde edilen kademeli yapı yerine, batılılaşma devrinin bir yansıması olarak karşımıza çıkar.

Yapının doğu ve batı cephesindeki tek farklılık, karşılıklı olarak yerleştirilmiş olan girişlerde karşımıza çıkmaktadır. Doğu girişi beş basamakla çıkılan, revaklı bir girişe sahiptir. Revak dört sütun üzerinde yükselmektedir. Sütunlardan üçü serbest diğeri duvara bağlanmıştır. Ampir özellikteki revak güney ve kuzey yönde dar ve yüksek kemerli sahanlık oluşturmaktadır. Üç giriş kapısı bulunan yapının asıl girişi kuzey cephede yer almaktadır.

Kuzey de yer alan giriş kapısı ceviz ağacından olup üzerinde onarım kitabisi yer almaktadır. Kitabede 1318 H. / 1900 M. tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca usta ismi olarak Bahaytarzâde Mustafa Bin - Ömer el-şehir ismi yer almaktadır. Yapının batı tarafında bir yazlık bölüme yer verilmiştir. Kap Cami’de karşımıza çıkan yazlık bölümden daha dar ve uzun olarak ele alınmıştır. Son zamanlarda yapılan onarımlarda yazlık bölüm yenilenmiştir.

Burada küçük bir mihrap nişi yer almaktadır. Ancak bu bölüm bugün kullanılmamaktadır. Batı tarafında yer alan fakat bugün kullanılmayan batı girişinin üzerinde yer alan kitabelik kısmı boş bırakılmıştır. Silmelerle üç taraftan kuşatılan kapı niş içerisinde yer almaktadır. Yapının güney cephesinde herhangi bir silme veya korniş yer almamaktadır. Bu yüzeyde sadece pencere açıklıklarına yer verilmiştir.

Kuzey cephesi tamamen düzgün kesme taş malzeme ile yapılmış olan son cemaat yeri ile kapatılmıştır. Bu cephede üçgen alınlıklı bir korniş ile hareketlendirilmiştir. Son cemaat yeri yapılan onarımlarla değiştirilmiştir. Önceleri dikdörtgen payeler üzerinde beş gözlü olan son cemaat yeri bugün altı gözlü olarak ele alınmıştır. Son cemaat yeri üstten dam olup içten çapraz tonozludur. Sivri kemerli son cemaat yerinin doğu ve batı köşelerinde yer alan dilimli kaş kemerlerle cephelere hareketlilik kazandırılmıştır.

Doğuda yer alan kaş kemerin üzerinde bir kitabe yer almaktadır. Kuzey giriş kapısının iki yanında iki mihrabiye yer almaktadır. Mihrabiyeler silmelerle çevrelenmiştir. Girişin üzerinde Kap Camide ve Çarşı Camide olduğu gibi iki yuvarlak kemerli pencere simetrik olarak yerleştirilmiştir. Kapının iki yanında dışa taşıntılı bitkisel süslemeli iki başlık yer almaktadır. Bu süslemeler batı kapısında da karşımıza çıkmaktadır.

Ceviz ağacından yapılan çift kanatlı kuzey giriş kapısı caminin kayda değer en önemli öğelerindendir. Kapı üzerinde oyma tekniğiyle yapılmış olan değişik süs öğeleri her iki kanatta da görülür. Sol ve sağ kanatları üzerinde küçük küçük işlenmiş dikdörtgenler içerisinde bitki ve mührü Süleyman motifleri ile kitabeler oyma tekniğinde işlenmiştir. Sağ kanadında yer alan kitabenin sonunda kapıyı 1320 H./ 1902M.tarihinde çevre Mehmet Feyzi tarafından yapıldığı kaydedilmektedir.

Kapı üzerinde çiçekler, gül bezekler, geometrik şekiller yer almaktadır. Çiçekler realist olarak ele alınmıştır. Ayrıca kapının iki yanında madalyon içerisinde ay ve yıldız yer almaktadır. Madalyonun içerisinde de Kur’an-ı Kerimden “Selâmün aleyküm tıbtüm fedhuluhâ halidine “ayeti sülüs karakterli olarak yazılmıştır. Caminin içi oldukça sade tutulmuştur. Bu sadelik camide bir eksikli değil, Mimar Sinan’ın Süleymaniye’sinde olduğu gibi bir ferahlık katmıştır.

Yapı içeriden de iki katlı görünüme sahiptir. İç mekanda süsleme çok az olsa da mihrapta karşımıza çıkmaktadır. Kesme taştan yapılan mihrabın iki yanındaki silmeler mihrabın üst kısmına doğru, yapının dış cephesinde olduğu gibi üçgen alanlık oluşturacak şekilde ele alınmıştır. Mihrap üzerinde gülbezekler, s ve c kıvrımları ile bitkisel süslemeler yer almaktadır. Mihrap bordürü üzerinde yer alan hadis ise şöyledir: “El Salatü imadud-din fe-men ekameha fe-kad ekam’ed-din ve men terakehe fe-kad hedeme’de-din sadeka Resulül-lah”

Mihrap nişinin kemeri içerisinde beş kollu yıldız ve baklava dilimleriyle süslenmiştir. Alınlık kısmında ortada bir güneş ışını, iki yanında da kabartma bitkisel süslemeye yer verilmiştir. Mihrabın iki yanında yer alan silmeler geometrik şekiller ile aşağıdan yukarıya doğru hareketlendirilmiştir. Minber, düzgün kesme taştan yapılmış olup kayda değer bir özellik taşımamaktadır. Korkuluk kısmı ajur tekniğinde yapılan geometrik şekillere sahiptir. Süpürgelik kısmı kaş kemerli, köşk kısmı ise yuvarlak kemerlidir. Minaresi, orijinal yapıdan günümüze ulaşan tek mimari eleman olduğu ya da geç tarihli onarım ya da yeniden yapımlardan kaldığı ileri sürülmektedir.

Devam edecek

cozdas002@gmail.com

 

Neler Söylendi?