Yetinmemek Gerek

Yaşadığımız hayatın içinde karşılaştığımız olaylara kayıtsız kalmıyor ve bu kayıtsız kalmadığımız olaylara yaptığımız katkı ile yetiniyorsak bu hayata bakış açımızın dar olduğunu gösterir. Tabi ki kayıtsız kalmamak hiç yapmamaktan iyidir. Ancak kişi kayıtsız kalmadığı bir olay karşısında yaptığı katkıyı insanlık için yeterli buluyor veya iyi bir iş yaptığını düşünüyorsa işte bu yanılgıdır. Çünkü iyi şeylerle sürekli karşılaşılmaz. İyi şeylerin peşine düşmek, iyi olanı bulup çıkarmak gerekir.

Varsayalım çok düzgün bir esnaf yaptığı işte terazisini hak adına doğru tutuyor ve iş yerine ihtiyacı olan birileri girdiğinde ve yardım talep ettiklerinde düzgün olan esnafın yardım etmekten geri kalmadığını düşünelim. Yani iyi işler adına kendisine denk gelen ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor. Ailesinin geçimine herhangi bir haram katmıyor ve hiç kimseye bir haksızlıkta yapmıyor. İşte ilk başta bu kişinin yaptıklarının yeterli olduğunu düşünebiliriz. İyi bir insan da olması gereken meziyetlere sahip olduğunu da düşünebiliriz. Fakat bu düşünceye böyle bakılmaması gerektiği kanısındayım. Çünkü bu insan sadece iyi davranışları denk gelen olaylar karşısında sergiliyordur. Önemli olan yapacağımız iyi davranışları sergileyebileceğimiz alanları kendi kendimize de arayıp bulmamız gerekir.

Çalıştığımız işyerine çocuğunun hastalığının tedavi masraflarını karşılamak için gelen bir kadının yardım isteğine kayıtsız kalmayarak yardım ettiğimizi düşünelim. Veya savaş mağduru çocukların masraflarının bize iletilmesine de kayıtsız kalmayarak yardım ettiğimizi düşünelim. Elbette ki bu davranışlar hiç yapmamaktan iyidir; ancak benim demek istediğim biz neden sürekli bize denk gelen bir şeye elimizi atıyoruz. Ya bu denk gelen olaylar denk gelmese o zaman demek oluyor ki; biz sadece kendi çapımızda iyi bir insan olduğumuzu düşüneceğiz ve dünyada olup bitenlerden habersiz yaşayacağız. İşte bu kendi köşesine çekilme manasına gelir ki bu da insanın toplum içinde zamanla etkisizleşmesine neden olacaktır.

Önemli olan güzel şeylerin denk gelmesini beklemeden güzel şeyleri aramamız gerektiğidir. Oturduğumuz yerde ne kadar iyi bir insan olursak olalım yine de iyiyi arayıp bulan kadar iyi bir insan olamayız. Konunun daha iyi anlaşılması için küçük bir örnek verecek olursak bir mahallede oturan iyi insan olarak tanınan iki iş insanından biri kendisine iletilen herhangi bir okulun eksikliğini giderme konusunda yardımda bulunurken, diğer iş insanı ise kendisine iletilmeksizin okulun eksikliğinin olup olmadığını kendisi bizzat okula giderek araştırıp bularak yardım etmektedir. Her iki iş insanı da iyidir, fakat iyi işlerin peşinde olan iş insanı daha iyidir. Yaşadığımız dünyanın daha iyi yaşanılabilir bir yer olmasını istiyorsak iyi şeylerin olmasını beklemeden iyi şeylerin olması için çaba sarf etmeliyiz.

fahrettinsahin022@gmail.com