“Hurafe” Deyip Geçmeyin

Adıyaman ilinde yaşayan her insan mutlaka yıllar evvel hurafelere inanan birileriyle sohbet etmiştir. Geçmişte bu gibi şehir efsanelerini ve insanları uçuranları çok dinlerdik. Şimdilerde bu gibi olaylara inanların sayısı az da olsa yine de bu gibi insanlara Adıyaman ilimizde rastlamak mümkün. Hastalandığında doktora gitmek yerine şifalı olduğu söylenen bir sudan içmeyi tercih edenlerin olmadığını bana söylemeyin. Daha düne kadar Adıyaman’da “Tabakhane” denilen bir yerin suyunu içmeyen kaldı mı ki?

Anlatılanlara bakıldığı zaman bu sudan içenin kısmeti açılır, evi satılmıyorsa evi satılır, çocuğu olmuyorsa çocuğu olur, maddi durumu kötü ise bir anda iyi olur. Bu gibi örnekleri daha da çoğaltabilirim. Allah aşkına yıllarca insanlarımız nasıl olduysa bu gibi hurafelere inanmışlar. Bunu anlamak mümkün değil. Yıllar evvel “Tabakhane” denilen yerden bir geçerken yurt dışından bile buraya gelenlere şahit oldum. Bu yerin efsanesi o kadar duyulmuş ki, Adıyaman ilimize yurt dışından gelenler olmuş.

Böylesine bir tanıtımı para verseniz yapamazsınız. Uzak diyarlardan Adıyaman ilimize kadara gelerek, bu yerden su almak ne kadar mantıklı bunu sizin takdirinize bırakıyorum. Şahsen ben böyle şeylere inanmam. Ve bu gibi olayların şehir efsanesi olduğunu düşünürüm. İşin garip kısmı birçok aile “Tabakhane’ye” çocukları çok yaramaz olduğu için veya çocukları daha konuşmadığı için giderdi.

Tesadüfen birinin çocuğu kendi kendine konuşunca marifeti bu suda bulurdu. Bu dediğim olay Adıyaman ilimizde gerçekleşirdi. Bir de insanlarımız bu suyun sahibi olan kişiye “Çıralık” yani ayak basma parası verirdi. Tahminimce bu suyun sahibi bu sudan dolayı iyi zengin olmuştur. Halen bile bu sudan içmek için uzun yollar kat eden insanların olduğunu duyuyorum. Bu insanlara tavsiyem bu gibi suların normal sulardan farksız olduğunu söylemektir.

Boşuna kendinizi yormayın ve bu gibi hurafelere inanmayın. Bu anlattığım daha bir örnekten ibaret. Adıyaman ilimizde bu gibi yerlerin sayısı oldukça fazla. Allah’a şükür teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlarımız bu gibi olayların hurafeden ibaret olduğunu anlamış oldular. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu gibi konularda çok faydalı bilgileri paylaşması çok faydalı oldu. Ayrıca Diyanet TV’de yapılan yayınlarda programcılar toplumu oldukça aydınlattı.

Toplumuzun büyük bir bölümü Adıyaman ilimizde ziyaretlere yıllar önce bez bağlayarak dilek dilerken, bugün ise bu gibi olayların hurafeden ibaret olduğunu anladılar. Bizler yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim rehberliğinde yaşamımızı sürdürmeliyiz. Bunun dışında sağda solda kağıt yaparak insanların geleceklerinden haber verdiğini söyleyen kişilere asla inanmamalıyız. Zaten gelecek konusunda hiç kimse bilgi sahibi değildir.

İnsanların içerisinde halen de ilmi bilgisi olamayıp, “Kendini bilgili” diye tanıtan insanlar var. Bu gibi kişiler ülkemizde şikayet üzerine yakalanıyorlar. Her insanın oturduğu yerde Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olan bir camide görev yapan devlet memurları var. Bu din görevlilerimiz toplumuzu en güzel şekilde bilgilendirmektedir. Bu kişilerin dışında kendisini din konusunda fetva vermeye yetkili olduğunu düşünen kişilere itibar etmeyin.

Bu konuyu neden köşemde ele aldığımı düşünenler olabilir. Geçen günlerde bir kişi ile sohbet ederken hasta olmasına rağmen doktora gitmek yerine şifayı farklı yerde arar olduğunu fark ettim. Kendisine Adıyaman ilimizde bulunan “Tabakhane” denilen bir şehir efsanesinden bahsettim. Ve bu yere insanların kalplerinin temiz olduğunu için gittiklerini hatırlattım. Anlatmış olduğum bu olaya rağmen baktım ki, bizim arkadaşın bana inanası yok.

Bende ne yapayım. “En iyisi bu konuyu okuyucularımla paylaşayım” dedim. Hayat bir şekilde ilerliyor. İnsanlara ne anlatırsanız anlatın. O insanlar mutlaka bildiklerinden şaşmazlar. Fakat ben insanlara yardım etmeyi kendime bir görev olarak gördüğüm için insanları kendi bildiklerim doğrultusunda bilgilendiriyorum.

Bizler toplum olarak bir kişi bir şehir efsanesi anlattığı zaman o efsaneye hemen inanırız. Hatta o anlatılana birkaç cümle ekleyerek hiçbir bilgisi olmayan, okumamış birini uçururuz. Ne yazık ki; böyle bir yapıya sahibiz. Keşke gerçekleri sadece bilgi sahibi olan kişilerden öğrenmiş olsak. Ne zaman ki; birileri çok abartılı konuşur, işte o zaman o olayın gerçek olmadığı ortaya çıkar. Onun için gerçek bilgileri öğrenmeden bir konuda yorum yapmamalıyız.

ygb0202@gmail.com