DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Hüseyin Ali Tamer
Hüseyin Ali Tamer
Giriş Tarihi : 08-02-2024 13:46

Ölüm, Son Mu Başlangıç Mı?

Ölmek için yaşıyoruz. Kur’an’dan birçok ayet (Ali İmran 185, Enbiya 34-35, Ankebut 57-59) bizi böyle bir hakikatin önüne getiriyor. Üstelik bilim de bunu artık net olarak dillendiriyor. Örneğin, apoptozis hücre ölümü, latince yaprak dökümü anlamına denk düşer. P53 geni üzerinden programlı hücre ölümü vücudumuzun her çağında gerçekleşir. Dünya’ya doğarken aslında ahirete doğum için geri saymaya başlarız. Apoptozis, başlangıca giden sonun başlangıcıdır. Hz. Ali, “İnsanların solukları ecellerine doğru attıkları adımlarıdır” buyuruyor.

Aslında ölüm hem sondur hem başlangıçtır.

Bunu anladığımız gün varlığa bakışımız tensel olmaktan çıkıp tinsel (ruhsal) olacaktır. Zira Allah’ın verdiği yaşam döngüsü sadece insanlarda da değil tüm canlılarda bir perdenin kapanıp öbür perdenin açıldığı bölümlerden ibarettir. Kuantum fiziği bize gösterdi ki, kapladığımız alan değişmemektedir. Değişen şey bizim algılarımız ve oluşturduğumuz bölümlerimizdir. Mesela inşa ettiğimiz evler 4 duvar ve bir çatıdan müteşekkildir. Ev yansa küle dönse de kapladığı alan kaybolmaz. Kaybolan tek şey inşa ettiklerimizdir. Perdelerle bölünen yaşamlar da böyledir. Beden bir eve benzer. Doğumla inşa edilir ölümle yıkılır ama ruh değişmez, olduğu yerde kalır. Orası da Allah’ın katıdır.

Ölüm bir perdenin yırtılmasına kapı açar aksi halde varlık âlemindeki tinsel varlığınız kaybolmaz, yok olmaz. Ölünce varlıktaki sadece bir sahnemiz kapanacak. Hayati risklerin yaşandığı anlara tanıklık edenler hep şunu söylerler, hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Belki de bu öbür âleme geçiş için bir muhasebe anıdır yani her geçiş bir öncekinin hesabını bizlere hatırlatır. İki yoktur tek vardır kıymetli okuyucularım, o da TEK’e varır. Sıcak-soğuk yoktur aslında ısının farklı halleri vardır. Yağış, rüzgâr yoktur havanın farklı halleri vardır. Varlık birdir ve BİR’e yani ALLAH’a varır.

Ölüm, Allah’ın varlığı bir âlemden öbür âleme aldığı bir kapıdır.

Anne karnından Dünya’ya doğum da böyle değil midir? Anne karnında yaşam başlarken Dünya’ya doğumla beraber anne karnındaki bu yaşamın ölümü gerçekleşir. Nörologlar doğum öncesi beynin azami hücrelere sahip olduğunu ama doğumla beraber bu hücrelerin ölerek daha zeki bir beynin kendi sinapslarını gerçekleştirebilmesi için zemin hazırlandığını fark ettiler. Yani bir âlemden öbürüne geçerken ölümle beraber doğum gerçekleşiyor. Hatta doğum sonrası yaş evrelerimize bir bakın. Çocukluk öldü, gençlik doğdu. Gençlik öldü olgunluk dönemi doğdu. Olgunluk dönemi öldü ihtiyarlık doğdu. Nihayet ihtiyarlık öldü ahiret bebeği doğdu.

Hep bir rüyadayız sanki. Geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen an’ı kaybeden bir rüya âlemindeyiz. An’ı yakalayıp ruhlarımızı dinlediğimizde bedenin ruhun içinde olduğunu, ruhun bedene hapsedilemeyecek bir enerji olduğunu ve elbette ölüm ile beraber bedenin ruhu terk ettiğini fark etmiş olacağız. Beden bu Dünya’da ancak ruha giydirilmiş bir binek ya da bir elbise gibidir. Dolayısıyla buradan Ahirete geçiş de Dünya’nın ölümü ahiretin ise doğumu olacaktır. Dikkat edin ayetler ölümü tadacağımızı söylüyor aksi halde mutlak bir ölümden yok oluştan bahsetmiyor.

Ölüm her dönem için aksi gerçekleşmeyecek olan bir bitiş, bir tükeniş değil aksine yeni dönemin aksi asla mümkün olmayan yepyeni bitimidir. Bitkiler neden sonbahar, kışta ölür de ilkbahar ve yazda tekrar hayat bulurlar. “Anne karnında cenin iken gıdan kandı, doğduğunda bebek oldun ve gıdan süte döndü, sütten kesildin bu defa lokma yemeye başladın, artık lokmadan da kesilip hakikat ile beslenmeye başla” diyen Mevlana bize doğum-ölüm sarmalındaki tek gerçekliğe yöneltiyor.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek ne güzel de betimlemiş;

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?

Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!

Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!

 

Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;

Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!

O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,

Azrail’e hoş geldin, diyebilmek de hüner...

 

İnsan aceleci bir varlıktır.

Hızlı bir yaşam döngüsünde anlaşılan o ki meğerse ruhlarımız sabitkademmiş. Onca telaş, kaygı, hırs hakikati değiştirmediği gibi enerjinin gereksiz olarak bitirilmesine, An’ın yaşanamamasına sebep olmaktadır. İnsan aceleci bir varlıktır. Hiç büyümek için acele eden bir bitki, hayvan gördünüz mü? Resulullah (sas) acele etmeyerek sakince yanına varan için hızlıca, telaşla hareket edenlere dönüp işte bu arkadaşınızın işi daha güzeldir mealinde beyanlarda bulundu.

Kendini Bilmek

İnsan kendini bilmiyorsa ne bilse sadece yorgunluğunu ve perişanlığını arttırır. Yunus ne güzel ırlamış ama değil mi? “İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır.”

Kendimizi bilmek bulunduğumuz yeri kendimiz zannetmemekle olur. Kullandığımız her ne eşya, unvan varsa onlardan müteşekkil olmadığımızı fark etmekle olur. Evimiz, arabamız, makamlarımız var ama bizi biz yapan bunlar değil diyebilmekle olur. Koca bir okyanustayız ama suyu tanımıyoruz. Suyu tanımak suyun dışına çıkmakla olur. Bizi biz yapan sır 4 boyutlu perdeleri aşıp varlığın sırrına ermekle olur.

Modernizm nasılları soruyor ama nedenleri sormuyor. Nasıl doğdun, nasıl yaşadın, nasıl öldün ama neden doğdun, neden yaşadın ve neden öldün sorulmuyor.

Varlığın sevgiliye dönme ihtimali

Hayatın güzelliği, yaşanılası hali anlatılır ya aslında yaşamı güzelleştiren husus varlığın sevgiliye dönme ihtimalidir. İnsanlık silah, ilaç gibi sektörlere ölümsüzlüğü yakalamak için oluk oluk para harcıyor. Oysaki şu Dünya hayatını 1000 yıl da yaşasak bize tat yerine ülfetin getirdiği sıkıcılığı ve acıyı tattıracaktır. Her yönüyle bu böyledir. İnsan neden ölümsüzlüğün peşinde, yaşlılığı azaltıcı her kremin müptelası, her diyetin uygulayıcısıdır. Bembeyaz saçlarını neden ilk günkü rengine boyamak ister. Çünkü gençlik enerjinin zirvesidir ve ölümden uzak başlangıcın başıdır. Onun için insan hep başa dönmek ister bilinçsizce. Hâlbuki varlığın sırrına erenler ise fani hayatın başına değil sonsuz hayatın başına varmak için can atarlar. Şehadeti arzulamak, en sevgiliye kavuşma arzusu hep asıl hayatın zirve enerjisine ulaşma gayretidir. Ayet boşuna nereye bu gidiş demiyor. Biz asıl gençliğe doğru koşturmalı iken çakma bir gençliğin peşinde koşturmaktayız.

Ölümden Korkmak

İnsan bilmediğinden korkar ve ona düşman kesilir. Mesela karanlık bir odaya girerken korkarız ama ışığı açınca korkumuz geçer. Çünkü bilmediklerimizin varlığı algısı bizi korkutur ve geriye çektirir. Ölüm de bu yüzden korkunç gelir nice insana ve düşman kesilir haliyle. Allah geçinden versin tarzı dualar, tahtalara vurmalar hep bu sebepledir. Hâlbuki perde arkasını bilseydik asla ölümden korkmaz vereceğimiz hesaptan korkardık.

“Ölümden ne korkarsın, bil ki ebedi varsın” diyor ya Yunus Emre.

Bilinmezlik tıpkı öbür kanalda ne olduğunu bilememek gibidir. O kanalda vardır bir program ama sadece biz o an bilemeyiz ta ki kumandaya basana kadar. Ölümü inkâr etmek de öbür kanalda hiçbir şey yok demeye benzer.

Asıl hayat nedir?

Şu algı dünyasında hayvanların gökyüzünü farklı insanın farklı algıladığı bir yerde gerçeğin sadece ALLAH olduğunu fark ettiğinizde, varlık birdir ve BİR’e varır dediğinizde ölümü öldürürsünüz. Artık korkulan ölüm sizin için bir şeb-i aruz olur. Çünkü yok olacak olan korkar hâlbuki ruh ölümsüzdür.

Tıpkı Sadi Şirazi’nin ifade ettiği gibi;

Yadında mı doğduğun zamanlar?

Sen ağlar îdîn gülerdî âlem;

Bîr öyle ömür geçîr kî olsun

Mevtîn sana hande halka matem.

 

Resulullah (sas) buyurdular ki; “Ölüm, Mümin’in rahata, huzura kavuşması demektir.” [Hakim, el-Müstedrek, 4/319]

Ey İnsan! Toprağın hatta haşeratın olacak bir beden için mi bunca tenperestlik, haz perestlik! Anlamak gerçekten mümkün değil.

Kıymetli Okuyucularım, önemli olan perdeler arasında geçirdiğimiz süre değildir o süreler içinde ne işlediğimizdir.

Ailecek ve Sağlıcakla kalın...

dralitamer@gmail.com

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA