DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
M.Ali Öztürk
M.Ali Öztürk
Giriş Tarihi : 27-12-2022 22:52

Bireyselliğin Olumsuzlukları

Kitlesel başarıyı yakalamak isteyen toplumlar birlik ve beraberliğin önemini kavrayamadıktan sonra arzuları, istekleri, planları hayalden öteye geçemeyeceği gibi günün birinde yok olmaya yüz tutacak; öyle bir zaman gelecek ki tarihin karanlık sayfalarında kaybolup gideceklerdir. Gerek günümüzü gerekse tarihi gözümüzde canlandırdığımızda diğer devletler karşısında güçlü, iradeli, dimdik duran toplumlardaki bireyler kendilerini içinde yaşadıkları toplumdan soyutlamadan, kendi köşesine çekilmeden toplumla var olduklarını kabul etmişlerdir.

Bunu devletler bazında da düşünürsek, bir devlet diğer devletleri yok sayarak hareket etmeye çalıştığında yalnız kalır. Günün şartlarına göre diğer ülkelere hükmeden bir devlet olabilir, fakat güçsüz kaldığı anda diğer devletlerin saldırısına maruz kalacağını bilmelidir. Bunu göz ardı eden nice büyük devletler önce saman alevinin parladığı gibi belli bir süre parlayıp ondan sonra hafifçe esen bir rüzgârın etkisiyle, geride kültür mirasının bir kırıntısını bırakmadan silinip gitmişlerdir. Bunun farkına varan devletler de nice nesillere güllük gülistanlık bir hayat yaşattıkları gibi refah içerisinde mutlu, uzun bir zaman dilimini kapsayacak şekilde tarih sahnesinde yerlerini almışlardır.

Şu da göz ardı edilmemelidir; yalnız kalmamak endişesiyle ekonomik olarak başka devletlerin boyunduruğu altına girmemek gerekir. Bu ince çizgi ayarlanamazsa kargaların leşin üzerine çöreklendiği gibi çıkarı olan devletler o devletin üzerine çöreklenerek yok etmek için bütün imkânları kullanacaklardır. Güzel ve ibretli şeylerin tekrarlanması güzeldir. Düsturuyla çoğumuzun dinlerken kulağının pasının silindiği birlik ve beraberliğin vazgeçilmez olduğunu anlatan hikâyeye bakalım. Issız, sakin bir köyde dört erkek iki kız çocuğuyla hayatlarını devam ettiren bir çiftçi, hayatın getirmiş olduğu yorgunlukla birlikte çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalanır.

Hasta yatağında, “Ben öldükten sonra çocuklarım dağılır, birlik beraberlikleri bozulabilir. Bunu önlemek için ne yapabilirim?” diye düşünürken çocuklarını yatağının başucuna çağırır ve onlara dışardan yirmi taneye yakın ağaç dalı getirmelerini ister. Getirilen ağaç dallarından birkaç tanesini kırmalarını ister. En büyük oğlu birkaç dalı hemen kırıverir. Tecrübeli çiftçi büyük oğlundan getirilen ağaç dallarından hepsinin bir araya getirdikten sonra kırmasını ister. Büyük oğlu kendisine söylenenleri yapar. Fakat var gücüyle kırmaya çalıştığı ağaç dallarını bir türlü kıramaz.

Babası, “Bırak oğlum,” der, “Ne yapsan da kıramazsın. Sizlerde birlik beraberlik içerisinde hareket ederseniz hiç kimse size rakip çıkmaya cesaret edemez, fakat bireysel hareketleriz sizin yalnız kalmanıza sebebiyet vereceğinden herhangi bir olumsuzlukta yenilmeye, yok olmaya mahkûm olursunuz.” Devletler de bireyler gibi yalnız kaldıklarında bütün saldırılara açık hale gelirler. Bugün olduğu gibi tarih sayfalarını karıştırdığımızda devletler başka devletlerle çeşitli ittifaklar yapmışlardır. Globalleşmenin vazgeçilmez olduğu bir dünya sistemi içerisinde gelişen ve değişen koşullar içerisinde ne bireyler diğer bireyleri ne de devletler diğer devletleri yok sayabilir.

Bazen şu konuşmalara şahit oluruz: “Bizim devletimiz kendini diğer devletlerden soyutlayarak her konuda tek başına hareket etmelidir. Tüketeceği ürünlerin hepsini kendisi üretmelidir. Dışarıdan herhangi bir ürün almayıp kapalı bir ekonomi modeli tercih etmelidir.” Aklıselim olan bir kişi birazcık da gündemi takip ediyorsa, bu modelin günümüzde hiçbir geçerliliğinin olmadığını görecektir. Çünkü daha önceleri ülkelerin nüfusları fazla olmadığı için çeşit bakımından az olan ihtiyaçlar sınırlı kaynaklarla karşılanıyor ve bu durum çok problem olmuyordu.

Günümüzdeyse ise her geçen gün artan nüfusla birlikte ihtiyaçların çeşidi artmaktadır. Tabii ki bu artan ihtiyaçların tek bir kaynaktan karşılanması mümkün görünmediğinden başka kişilerden, devletlerden temin etmek zorundayız. Bu süreçte başka devletlerle iletişimi kesmek, kendi kabuğuna çekilmek “bindiğimiz dalı kesmemiz” demektir. İnsan sosyal bir varlık olduğundan gerek günlük ihtiyaçlarını giderme konusunda gerek manevi haz alma safhasında başka insanların varlığına ihtiyaç duyar.

Atalarımız ne de güzel söylemişler. “Sürüden ayrılanı kurt kapar.” Bu gibi atasözleri, birlik ve beraberlik yolunda gerçek anlamda bize ışık tutmuşlardır. Bizler de hem birey olarak hem de devlet olarak kaliteli, coşkulu, pırıl pırıl bir gelecek istiyorsak tek başına hareket etmekten vazgeçip toplumla birlikte var olduğumuzun bilincine varıp buna göre hareket etmeliyiz. Aksi takdirde sonumuz sonbaharda dökülen yapraklar gibi hüsranla neticelenir. Hiçbir birey ailesinin ve içinde yaşadığı toplumun hazin sonunu seyretmek istemez.

oz-mali@hotmail.com

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA