DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Hüseyin Ali Tamer
Hüseyin Ali Tamer
Giriş Tarihi : 08-11-2022 00:30

İnsan nedir, ne değildir?

Yunus Emre’nin, “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır.” sözü üzerinden bu yazımızda insanı bilme, tanıma ve anlama sürecine varmaya çalışacağız.

İnsanı Bilme

Bakara 30. Ayetten anladığımız üzere insan yeryüzünde en son yaratılan mahlûktur. O sebepledir ki İnsan suresindeki ilk ayet de bu hakikate vurgu yapmaktadır. “Dehr” –ki ebedi zamanı ifade eder- içinden kısa bir an olan “hin” boyunca insan tanınmaz, anılmaz, bilinmezdi diyor ayet. Kendimizi Dünya’nın hatta evrenin sahibi olarak gördüğümüz bir hengâmede senden önce ne varlıklar geldi geçti büyütme kendini o kadar demeye getiriyor, Kur’an. Astrobiyolog Carl Sagan’ın meşhur bir sözü var; “Dinlerin birçoğu, tanrılarının heykellerini çok kocaman yapmaya teşebbüs etmişlerdir ve bu teşebbüsün ardındaki fikir, sanırım, biz insanlara, kendimizi küçük hissettirmektir. Eğer hedefleri buysa, değersiz ikonalar onların olsun. Kendimizi küçük hissetmek için, başımızı kaldırıp gökyüzüne bakmaktan başka bir şeye gerek yok.” Dediği gibi insanın acziyetinin farkına varmalı. Ve ayetin devamı ile insan katışıksız bir nutfeden yani emşâç’tan yaratıldı diyor, Kur’an. İnsan, anne ve babadan gelen yumurta ve sperm hücrelerinin karışımı bir nutfeden yaratılıp ortalama 70-80 kg ve 1.70-80 boyunda gözü ve kulakları olan ve bunlardan sadr olana vakıf olabilecek bir kalbe haiz olarak yaratılmıştır.

Bir yönüyle mahlûkatın en karmaşık, en güçlü, hâkim varlığı insan ama bir diğer yönüyle de en aciz varlığı, insan. Akli melekeleri ve bunu hayata yansıtış biçimi ile beraber duygularını hayatın izlerine bir dantel gibi örmesi noktasında anlaşılması hayli mesai isteyen karmaşık bir mahlûkat, insan. Zira öyle bir mahlûkat ki insan gâh Selimiye camisinin mimarı, gâh Ayasofya’nın mimarı, gâh Taç Mahal’in mimarı, gâh iglu (kar) evlerin mimarı ya da Afrika’da orman içlerinde basit bir kulübenin mimarı ve yaşayanı konumundadır. Gâh Mevlâna olup tüm insanlığı kucaklayabiliyor, gâh Einstein olup metafizik hakikatlere kapı aralayabiliyor, gâh Mozart olup ruhun iç dinamiklerinin tellerine basabiliyor, gâh İbn-i Sina olup yüzyıllar önce yaşasa bile modern tıbbın bile eline baktığı bir tıp otoritesi olabiliyor, gâh 20-30 bin yıl öncesinden mağaralara bugün yapılamayacak resimleri çizebiliyor ya da gâh insanlığı yok etmeye azmetmiş bir Hitler, bir emperyalist mazoşistine de kapı aralayabiliyor. Ama diğer bir yönüyle de ne aslan gibi yırtıcı, ne bir ceylan kadar hızlı, ne bir ayı kadar güçlü ne bir kartal gibi uçabilen, ne bir balık gibi suda yüzebilen aciz bir varlık, insan. Birçok mahlûkat doğar doğmaz yürüyüp, koşup, yüzebilirken insanın bedensel ve zihinsel gelişimi yıllar alıyor. Hatta bu acziyetimiz dilimize öyle pelesenk olmuş ki birbirimize aslan gibisin, koçum benim, bülbül gibi şakıyorsun, ayı gibi güçlüsün, inek gibi çalışkansın ya da akrep soyundan gelme, koynumdaki yılan, gözümü oyan karga gibi betimlemeler yaparak bedensel acziyetlerimizi gidermeye çalışıyoruz.

İnsanı Tanıma

İnsana benzemek başka insan olmak bambaşka bir hakikattir. Mevlana’nın, “Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbise gördüm için de insan yok.” Sözü de insanı ve hayatı tanıma adına önemli cümleler olsa gerektir.

William Shakespeare diyor ki; “Bizleri insan yapan şey, Tanrının bizi yaratırken mayamıza kattığı kusurlardır.”

İşte insan öyle bir varlık ki bu acziyetlerini aşmanın da formüllerini buldu. Kuşlar gibi uçabiliyor, balıklar gibi yüzebiliyor, bir hayvanın çok fevkinde kitlesel silahlarla yırtıcılığın zirvelerinde dolaşabiliyor artık. Ama Martin Luther’in de dediği gibi insan olma, insan gibi yaşama sanatını da kaybetti, kaybediyor.

Ünlü filozof Sponville, “Kendini tanımak, hayran hayran kendini seyretmek demek değildir. İnsanın hem ne olduğunu, hem de ne olması gerektiğini araştırmasıdır. Nasıl düşüneceğini, nasıl yaşayacağını, nasıl mutlu olacağını kendine sormasıdır” der.

İnsanı Anlama

Tüm bize verilen imkânların da var oluş sebeplerine bakarak imtihanları doğurduğunu görmeliyiz. Kıyamet suresi 36. Ayet bize bunu anlatmaz mı?

“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?”

İmkân varsa imtihan var ve eğer imtihan varsa imkân da vardır hakikati fıkhın temel kurallarındandır. İnsana verilen tüm nimetlerin içerisinde ayetler iki uzvun altını çizmektedir. Göz ve kulak! Neden? Çünkü İsra 36. Ayette de ifade edildiği üzere bu iki uzuvdan giren ve çıkanlar kalbimizi yani insanlığımızı şekillendiren çok önemli mihenk taşlarıdır.

“Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”

 Kalbin dış dünyaya açılan iki kapısı vardır, göz ve kulak. Allah görsel ayetler olan kâinatı gözlerimize, işitsel ayetleri olan kitabı ve peygamberleri de kulağımıza muhatap kılıyor. Tüm bunlar imtihan yollarında insana gösterilen ve tercihine bırakılan iki yolun habercileridir. Ya şükre erenlerden olacak ya da küfre dalanlardan olacak.

 “İnsanlar sabahleyin evden çıkarlar, hayata atılırlar, kendilerini dilerlerse Allah’a satarlar. Yani Allah’a köle olurlar, böylece özgürlüklerine kavuşurlar, dilerse başkalarına satarlar, köle olup giderler” (Hadis olmasa bile hakikatli bir söz)

Nietzsche’ye ait bir söz vardır. Diyor ki; “Hayatı kaybetmenin kıyısına yaklaşanlar, onu daha iyi anlarlar”.

İnsan olma bilincine varmak

İnsan düşünen bir hayvan mıdır yoksa halifetullah mıdır? İnsan esfel-i safilin de midir yoksa âlâ-i illiyin’de midir? Bir uçtan öbür uca uzanan bu geniş yelpazede insan kendini nasıl konumlandırmaktadır. İnsan ahlakı ile yükselirken ahvalleri ile de alçalabiliyor. 1900’lerin başında Amerika Başkanı olan Nobel Barış Ödüllü Theodore Roosevelt diyor ki; “Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek, topluma bir bela kazandırmaktır.” İnsan, insanlık tarihi boyunca kendini anlamlandırmaya çalıştı. Hayatı boyunca ortaya koyduğu tüm hırsları, arzuları, aç gözlülüğü ile geldiği sonsuzluk âlemini özleyerek yol bulmaya çalıştı.

İnsan düşünen bir varlık olarak mı insan olmaktadır ve diğer mahlûkattan ayrılmaktadır sorusuna İ. Pavlov yaptığı deneyler sonucu hayır cevabını vermektedir. Zira yaptığı çalışmalar neticesinde diğer canlıların da nispi olarak düşünebildiğini fark etti.

O halde insanı insan eden şey nedir?

Yaratıcısı ile olan özel bağıdır. Yaratıcısının sırrı olma keyfiyetidir. Halife olma sıfatıyla ortaya koyduğu kametidir. Bugün modernizm ya da post modernizm bu bağı hedef almaktadır. Bunu kopardığında insanı bir metaya dönüştürebileceğini iyi anlamış durumdadır. Metaya dönüşen her şey iyi birer kapitalizm aracı olsa gerektir.

Bir mahlûk halikından ayrı düşünebilir mi? İşte insan, bu sorunun kıyısında hayati bir tercihin dönemecindendir. Düşünmelidir. O halde varlık sebebinin anlamına varmalıdır. Niye varız? Niye yaşarız? Üç beş lira, üç beş elbise, ev, araba için mi? ASLA!

El-Kindî (801-873) diyor ki; İnsan Allah’ın cevherinden yansıyan bir ışıktır ve gücü nispetinde o güce benzemelidir.

İbn Arabî (1165-1240) diyor ki; İnsan aynada yansıyan asıl hakikatin yani Allah’ın yansıması, tecellisidir. "İnsan-ı kâmil suret-i Hakk'tır “der. Ve bu manada "İnsan-ı kâmil" (ideal insan) deyimini ilk defa ortaya koyan da İbn Arabî’dir. İnsan ilahi surette yaratılmayan ama kemalet noktasında Allah’ın tecellisi konumuna gelebilecek yegâne varlıktır.

İmam Gazalî (1058-1111) diyor ki; İnsan bir yönüyle ilahi olana diğer yönüyle de süfli olana benzer. Hâsılı âlemin anahtarı insandadır. İnsan vücudunun her bölümü alemin her farklı bölümüne kıyasla bakıldığında ciddi benzerlikler içerir.

Hâsılı, insan, Allah’ın sırrıdır. Ve insan bu sırra uygun bir hayat yaşamalıdır. Hiçliğini kabul edip, kusurlarını fark ederek her şeyin sahibi ve kusursuz olan Allah’ın sureti olmaya azmetmelidir. Aksi halde ruhunu ebedi olana satmayan bir müflis olarak ebediyen yok olacaktır.

Ebediyen varlık sırrına ermek duasıyla ailecek sağlıcakla kalın.

dralitamer@gmail.com

 

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1GALATASARAY3390
  • 2FENERBAHÇE3386
  • 3TRABZONSPOR3355
  • 4BEŞİKTAŞ3351
  • 5RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ3349
  • 6ÇAYKUR RİZESPOR3348
  • 7KASIMPAŞA3346
  • 8BITEXEN ANTALYASPOR3345
  • 9CORENDON ALANYASPOR3345
  • 10EMS YAPI SİVASSPOR3345
  • 11YUKATEL ADANA DEMİRSPOR3341
  • 12YILPORT SAMSUNSPOR3339
  • 13MKE ANKARAGÜCÜ3337
  • 14MONDİHOME KAYSERİSPOR3337
  • 15TÜMOSAN KONYASPOR3336
  • 16GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ3334
  • 17VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK3333
  • 18ATAKAŞ HATAYSPOR3333
  • 19SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL3330
  • 20İSTANBULSPOR3316
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA