Sende, Anne Tavuğun Cesareti Var mı?

Hüseyin Ali Tamer

04-10-2022 01:27

Mirîşkê gûrk nedir, nasıldır bilir misiniz?

Adıyaman’da doğup büyüyen ben ve daha ileri yaşlarda olanlar hemen hatırlayacak ve bilecektir ki mirîşkê gurk, Kürtçede civcivlerinin üzerine oturan ve onları belirli bir zamana kadar hayata hazırlayan anne tavuk demektir. Anne tavuk diyorum zira anne ol(a)mayan dişi tavuk asla mirîşkê gurk olmaz, hoş istese de olamaz!

Yalnız peşin peşin söyleyelim mirîşkê gurk olmak için dişi tavuk olmak da yetmez, anne olacak yüreğe sahip olmak gerekir. Öyle ki kendisini bir hamlede öldürebilecek Dünya’nın en ölümcül hayvanlarından olan piton yılanına bile kafa tutacak bir yüreğe sahip olmak iktiza eder. Bu hal her türden canlının anne yüreğinde mevcuttur ve yeterli seviyededir. Canlıların en şereflisi olan insana sözü getirdiğimizde ise bu durum daha da müşahhas bir hal alır.

Anne olmak her yiğidin harcı değildir, aziz okuyucularım. Yiğit diyorum zira yiğitliği cinsiyete indirgeyenler fena yanılıyorlar. O sebepledir ki, yazımızın başlığında anne kimliği olabilir ama kastımız anne olabilecek her erkek ve dişidir.

Evet, anneden kastımız cinsiyet değildir zira annelik dişilik değildir. Cennetleri ayaklara seren amelin sadece cinsiyete bağlanması akıl kârı da değildir. Efendimiz Ümmet’in annesi idi. Onun bu unvanı hak etmesinde ümmetine karşı olan hamiyeti, muhabbeti ve fedakârlığı yani anneliği gizliydi.

Gelgelelim anne tavuğa! Malumunuz tavuk korkak bir hayvandır. Hatırlayın, gözünüzde canlandırın ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız! O kadar korkaktır ki en ufak bir harekette uçamayan o tavuk havalarda uçuşan bir hale dönüşür. Hatırladık öyle değil mi! İşte o korkak hayvan yeri geldiğinde civcivleri yani yavruları için gerekirse korkularına dur diyebilen, söz geçirebilen bir kahramana dönüşebilir. İşte size bahsettiğim mirîşkê gurk böyle bir anne kahramandır.

Cesaret korkmamak mıdır? Asla!

Ahmaklar da korkmaz! Allah rahmet eylesin Kemal Sunal’ın canlandırdığı Mülayim Sert karakteri vardı hatırlar mısınız? Korkmadığından değil korkacağı bir şey kalmadığından o cesur (!) hareketleri yapıyordu. Demek ki cesaret başka bir tanıma ihtiyaç duyuyor.

Cesaret [Şecaat] ne demektir?

İbn Hazm, cesareti “Bir kimsenin dinini ve ailesini, baskı altında kalmış komşusunu, kendisine sığınan, malı ve onuru saldırıya uğramış bir mağduru haksızlık edenlere karşı ölümü göze alarak savunması” şeklinde tanımlar. [el-Ahlak ve’s-siyer, s. 59; ayrıca bk. Râgıb el-İsfahânî, s. 328-329]

Cesaret, korkularına rağmen tehlikeye karşı, ölümcül dahi olsa gelen saldırılara karşı adım atabilmektir. Demek ki cesaret derken tehlike anında kuşanmamız gereken bir hasletten bahsediyoruz. “Dünya’nın her yeri ve her hali tehlikenin göbeği olmuş hocaaaam! Sen ne diyorsun” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız ancak az tehlike arz eden yerler var bir de çok tehlike arz eden, acil savunulması gereken yerler var.

İşte Aile Kurumu bugün itibariyle çok ciddi saldırılar altında kalan çok ciddi tehlike arz eden, acil savunulması gereken yerlerin başında gelir, aziz okuyucularım. Aile Kurumu, yılanların, tilkilerin, çıyanların saldırıda olduğu bir ortamda cesaretle bezenmiş bir savunmaya muhtaç ciddi bir tehlikenin içerisindedir.

Bir taraftan böyle ciddi bir tehlike söz konusu iken öte taraftan bu ciddi tehlikenin çok daha ötesinde dehşetli bir tehlike ile aile kurumu karşı karşıyadır. Nedir o tehlike? Tehlikenin farkına varmamak, hissetmemek.

Tehlikeyi tehlike görmemek en büyük tehlikedir!

Bir evladın İslam'ın anası, babası hâsılı geleceği olabilmesi için aile içerisinde yoğrulması, muhafaza edilmesi gerekir. Ancak çoğu zaman tehlikenin farkına var(a)mayacak bir surette yavrularımızın hamurlarına su yerine sosyal medya, televizyon, arkadaş çevresi gibi zehirleri katarak yoğuruyoruz.

Ağaç yaş iken eğilir, çocuk ailede eğitilir bunu unutmayalım!

Bu sebepledir ki hep söylenir durulur, dıştan gelecek saldırılara insan hazırlıklıdır ama işten gelecek, tehlike olarak görmediği yerden gelecek olan saldırılara ise hazırlıksız olduğundan maruz kalacağı sonuçlar da pek dehşetlidir.

Peki, ne yapmalı?

Evvela Tehlikenin farkına varmalı!

Arkasından anne tavuğun yaptığını hayatımız pahasına da olsa göğsümüzü tehlikelere siper ederek yapmalı!

Anne ve babalar olarak çocuğumuzun midesini düşündüğümüz kadar, okulda iken yiyeceği mide beslenmesini hazırladığımız kadar maneviyatını, manevi beslenmesini de düşünüp onları saldırılara karşı manevi zırhlarla koruyalım.

Zor mu bunu yapmak? Bence değil…

Sizin anne tavuk hüviyetine bürünmenize ve kümesinizi nezafet, nezaket ve zarafetle süslemenize bakar. Bu kadar kolay! Amma kendimize zorlaştırmış, çıkmazlara sürüklenmiş, aile yapımızı tarumar etmiş durumdayız. Nice yılanlar, tilkiler çoktan bizlerin de yavrularımızın da canına kastettiler. Artık buna dur diyecek anne tavuk cesaretine bürünme vaktidir.

Peki, sende o cesaret var mı? Sor bir kendine…

Ailecek, Sağlıcakla Kalın…

dralitamer@gmail.com

DİĞER YAZILARI Açlık Nimettir… 01-01-1970 03:00 Ölüm, Son Mu Başlangıç Mı? 01-01-1970 03:00 Vefasız Mısınız Yoksa Vefa Siz Misiniz? 01-01-1970 03:00 Noel Babanın Mutlu Çocukları 01-01-1970 03:00 Dükkanı Kaçta Açar, Kaçta Kapatırsın? 01-01-1970 03:00 Haddini Bil! 01-01-1970 03:00 İnsan nedir, ne değildir? 01-01-1970 03:00 Ölüm, Son mu Başlangıç mı? 01-01-1970 03:00