Hayat Gidiyor, Zaman Geçiyor

Yalçın Bilen

07-01-2023 01:41

Ülke olarak seçim sürecine girmiş bulunmaktayız. Bu süreçte aday adayları yavaş yavaş sahada çalışmalarını başlatmış bulunmaktalar. Kimi siyasetçiler halkı ziyaret ederken, kimi siyasetçiler ise kamu kurumlarını ziyaret ediyorlar. Adıyaman ilimizde ziyaret edilen yerlerine baktığımız zaman hep aynı yerler. Sosyal medyada yapılan paylaşımlara baktığım zaman en çok ziyaret edilmesi gereken yerlerin Bahçecik, Yunus Emre, Mara, Musalla, Varlık, Fatih ve Malazgirt Mahalleri olması gerektiği aklıma geliyor.

Hizmet noktasında belki de yeteri kadar hizmeti almayan insanlara ne kadar yaklaşırsanız onların duasını da o kadar da almış olursunuz. Çünkü bu bahsettiğim mahallerde yaşayan insanlarımız gerçekten de yardıma muhtaç insanlarımızdır. Bu mahallerin sorunlarına ne hikmetse yeteri kadar el uzatılmadı. Mesela bu insanların yaşadıkları yerler yeteri kadar ziyaret edilmedi. İlimizde yaşayan bu insanlarımızın ne kadar mağdur olduklarını çok iyi biliyorum. Hatta bu mahallerde yaşayan birçok insanın evlerinin durumu içler acısı bir durumda.

Bu nedenle belki de en çok ziyaret edilmesi gereken mahaller bu yerleşim yerleridir. Bu insanlarımızın her şeye rağmen yaşama sevincini görünce zaman zaman duygulandığımda olur. Keşke ilimizde böylesine yerler olmamış olsa da bu konuyu köşe yazıma taşımamış olsam. Fakat gerçekler gizlenemediği gibi insanların yaşadıkları gerçeklerde bütün çıplaklığıyla gözlerimizin önüne geliyor. Rutubetli ve yaşanması oldukça zor olan bu yerleşim yerlerinde mültecilerde yaşamlarını sürdürüyorlar. Onların da gidecekleri tek yer ülkemizdir.

Suriye’de savaşın ilk yaşandığı andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletimiz bütün olanaklarını kullanarak, bu insanlara yardım etti. Ve halen her anlamda bu insanlara yardım ediyor. Bu manada ülkemiz dünyaya örnek olacak bir davranışa imza atmıştır. Bütün dünya Suriyeli mültecilere kapılarını kapatırken, devlet ve millet olarak bizler onlara kapımızı açtık. Olması gereken de zaten buydu. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak çok büyük bir devletiz. Her zaman mazlumun yanında olmuşuz.

Böyle bir gelenekten gelen bir devletin bireyleri olarak yardıma muhtaç inşalarımıza her zaman yardım etmişiz. Adıyaman ilimizde de yaşayan mültecilere halkımız elinden geleni yaparak yardımcı olmaya çalıştı. Birçok insanımız mülteciler ilk geldiklerinde onlara eşyalarını verdi. Evinin kapılarını açtı ve sofrasını paylaştı. Böylesine bir tabloyu dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Adıyaman halkı ayrıca çok misafirperver bir yapıya sahiptir. Ülkemizin bütün illerinin aynı şekilde bir düşünceye sahip olduğunu çok iyi biliyorum.

Bu konuda sayfalar dolusu yazı yazsam belki de az olur. Bu sebeple bizler her zaman “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” düsturunu kendimize rehber edinmeliyiz. Kendi ilimizde yaşayan yardıma muhtaç insanlarımıza mutlaka yardım etmeliyiz. Toplum olarak o kadar israf eden bir toplumuz ki; ayda bir kıyafet alan, ayakkabı alan bir toplum olduk. Böylesine bir israfı yaparken, Suriye’den ilimize gelen mültecilerin ne zorluklarda yaşamlarını sürdürdüklerini unutmayalım. Zaman zaman bu insanların yaşadıkları yerleşim yerlerini ziyaret edelim.

Aynı zamanda siyasetçilerimizde bu yerleşim yerlerini ziyaret etsinler. Ve bu insanların sofralarında oturup onlarla birlikte olsunlar. Adıyaman ilimizde yaşayıp da ihtiyaç sahibi onca insan var ki; bu insanlarımız bir sorunlarını bile söylemekten çekiniyorlar. Bu insanlarımızın kapısı muhtarlar eşliğinde çalınsa ne kadar iyi olur. Zaten bir mahallede kimin muhtaç olup, olmadığını en iyi mahalle muhtarı bilir. Mahalle muhtarlarımız bu konuda çok iyi çalışmaktadırlar. Ramazan ayında hayırseverlerimizin yaptıkları yardımların diğer aylarda da yapılması gerektiğini vurgulamak isterim.

Çünkü oldukça zor bir süreçten geçiyoruz. Günümüzde yaşanan zamlardan dolayı insanlarımız artık evlerine eskisi gibi gıda malzemesi, sebze ve meyve alamıyorlar. İşte tamda bu noktada hayırsever vatandaşlarımızın devreye girmesi gerekir. İnsanlarımızın sadece Ramazan ayında değil de her zaman hayırlarını yapmaları gerekir. Köşe yazımın sonlarına gelirken, birkaç konuya da vurgu yapmak istedim. Amacım objektif bir şekilde gerçekleri köşe yazımdan dile getirmekti. Bu konuda gerçekleri köşemden aktardığımı düşünüyorum.

Umarım bir gün insanların daha mutlu olduğu bir günü görmüş oluruz. Bahsettiğim konuda belki de beni en çok üzen konu çocukların anne ve babalarından bir şeyler isteyip de alınamamasıdır. İşte böylesine bir durum benim gibi birçok insanı derinden etkilemektedir. 2023 yılına sayılı günler kala insanların daha mutlu bir şekilde yaşadığı, hayatın daha güzel bir şekilde geçtiği nice yılların hayatımızda yer almasını temenni ediyorum. 2022 yılı pandeminin yaşandığı, insanların mutsuz olduğu bir yıl olarak akıllarda kalacak. 2023 yılında ise hayatın daha güzel bir şekilde geçeğini temenni ediyorum.

ygb0202@gmail.com

 

 

 

 

DİĞER YAZILARI Ne Olacak Bu Trafik Sorunu? 01-01-1970 03:00 “Hurafe” Deyip Geçmeyin 01-01-1970 03:00 Suyla Buluşan Araziler Çiftçinin Yüzünü Güldürür 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya ve Hayatımıza Etkileri 01-01-1970 03:00 Çiftçiler Ne Zaman Sulu Tarımla Buluşacak? 01-01-1970 03:00 Tarihin Kalbinde Muhteşem Konserler 01-01-1970 03:00