İçinde bulunduğumuz ay itibariyle Adıyamanlı çiftçilerimiz ekinlerini ektiler. Lakin son yıllarda çiftçilerin ürünlerinin ekimi için kullandıkları tohum, gübre, ilaç ve mazot gibi giderlere gelen zamlar sonrasında üretici kara kara düşünmeye başladı. Bunun sebebi artık günümüzde kuru tarımın neredeyse maliyetini çıkaramamasıdır. Adıyaman ilimizde de kuru tarım üzerine çiftçilik yapıldığı için yağış olmaması durumunda çiftçinin zarar etmemesi neredeyse mümkün değildir.
Ülkemizin birçok ilinde sulu tarım ile bir yıl yılda birden fazla ürün kaldırılırken, Adıyaman ilimizde ise sulu tarım adına gözle görülür bir çalışma yok. Bunun nedeni nedir? Bu konuda vatandaşta bilgi sahibi değil. Adıyaman sınırları içerisinde bulunan Atatürk Barajı’ndan Adıyaman’ın hiçbir şekilde faydalandığı yok. Şanlıurfa iline bakacak olursak sulu tarımla birlikte ilin ekonomisine katkı değer sağlandığı bir gerçek.
Adıyaman ilimizde ise sulu tarım konusunda sadece projeler konuşuyor. Umarız il olarak bir gün bizlerde Şanlıurfa ili gibi sulu tarım yapan iller arasında yer alırız. Yanı başımızda bulunan Şanlıurfa ilinden Mardin iline su götürülüyor. Üstelik 221 kilometrelik devasa kanallarla Atatürk Barajı’ndan sular Mardin iline götürülmekte. Adıyaman ilimizin sınırlarına girdiğimiz andan itibaren ise kuru tarımla yapılan arpa ve buğday tarlalarını görüyoruz.
İnsanın Adıyaman iline gelindiğinde kuru tarımdan elde edilen ürünleri görünce ağlayası geliyor. Bir il düşün ki; bir ilçesini, onlarca köyünü Atatürk Barajı’na heba etsin. Fakat hiçbir şekilde arazileri sulu tarımla buluşmasın. Sizce bu tesadüf mü? Eğer tesadüf ise ben sadece susup, bu durumu seyredeceğim. Adıyaman ilimiz ovalık bir alanda bulunduğu için topraklarının sulu tarım ile buluşması halinde ilimiz ekonomisine bir canlılık gelecektir.
Hatta tarıma dayalı sanayi alanlarında birçok vatandaşlarımız istihdam edilecektir. Ancak “Görünen köy kılavuz istemez” düşüncesi tamda bu noktada düşünüldüğünde sulu tarım projelerini sadece hayal edebiliriz. Çünkü şu ana kadar gözle görünen bir proje olmadığı gibi hayata geçen bir projede yok. İnşallah bir gün ilimizde sulu tarım projelerinin hayata geçtiği, kanallardan şarıl şarıl suların aktığı o günleri görürüz.
Belli olmaz, beki bir gün yaşlanmadan bu projelerin hayata geçtiği bir günü görmüş oluruz. Hayat insanlara neleri gösterir, göstermez onu kimse bilemez. Fakat benim bildiğim tek bir şey var oda Atatürk Barajı’nın yapımıyla birlikte Adıyaman ilimizin en verimli arazileri barajın altında kaldı. Sefasını Şanlıurfa ili, cefasını ise Adıyaman ilimiz çekti. Sizce bu söylediklerimde haksız mıyım? 80’li yılların ortalarından itibaren başlayan Atatürk Barajı projesinin Adıyaman’a ne faydası oldu? Bunu çok merak ediyorum.
Bana soracak olursanız. Yorum yapmasam daha iyi olur. Bu konuda yorumu vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum. Bugün Adıyaman ilimizde sulu tarımla tarım yapılmış olsaydı, inanın ilimizin çehresi çok farklı olurdu. Lakin Adıyaman ilinde sulu tarım adına sadece projelerden bahsedildi. Ve bu şekilde zaman geldi ve geçti. Tarımla yakından ilgilenen bir çiftçi babanın oğlu olarak çok merak ediyorum. Adıyaman ilimizde arazilerin suyla buluşması çok mu zordu?
Adıyaman gibi arazileri engebeli olmayan illerin sayısı belki de çok azdır. Adıyaman ilimizin ova köylerinin bütün arazileri engebeli olmadığı gibi düz bir alanda yer almaktadır. Buna rağmen halen ilimizde sulu tarım projeleri hayata geçmiş değil. Bebek1, Bebek 2 ve Aslanoğlu pompaj istasyonlarının projeleri sürekli konuşuldu. Ancak bir türlü hayata geçmedi. Bir çiftçi ailenin bir ferdi olarak bu projelerin hayata geçeği günü iple çekiyorum.
Adıyaman ilimizin olmazda olmazı tarımdır. İlimizde tarım arazileri çok geniş bir alanda yer aldığı için insanlarımızın büyük bir bölümünün geçimi de tarımla ilgilidir. Bu sebeple Adıyaman ilimizde sulu tarım konusunda sürekli konuşulan projelerin bir an önce hayata geçmesi gerekir. İnsanlarımız köylerde dahi geçinemediği için artık köylerde genç nüfusu göremiyorsunuz. Bundan yıllar evvel insanlar tütün yaptıklarında Tekel’e tütünlerini satar, o parayla çocuklarını evlendirirdi.
Kimi çiftçilerde o parayla ev, arsa, traktör ve araba alırdı. Şimdi ise çiftçilerimiz yıl sonunu nasıl getireceklerini düşünüyorlar. Keşke bu söylediklerimde yanılsam. Ama gerçekler her zaman gerçektir. Bütün gerçekleri bütün gerçekliliğiyle görmek zorundayız. 2023 yılına sayılı günler kala tek umudumuz insanların daha huzurlu bir hayat sürmesidir. Yeni yılda zamların olmadığı, insanların yüzlerinin güldüğü günleri görmek dileğiyle. Kalın sağlıcakla.