Sosyal Medya ve Hayatımıza Etkileri

Yalçın Bilen

06-11-2022 19:54

Hayat bir şekilde ilerliyor ve insanlar yaşamlarını idame etmeye çalışıyorlar. Ancak birçok insan gibi benim de bazı konularda şikayetlerim var. Öyle bir zaman içerisindeyiz ki; televizyon kanalında ne görülse ertesi gün gençlerimiz o kişiye özeniyor. Bu nedenle bu çağda anne ve babaların sağlıklı bir birey yetiştirmeleri oldukça zor. Bu konuda şöyle bir örnek vereyim. Herhangi bir TV kanalında bir dizi yayınlansın ve orada Türk insan yapısıyla alakası olmayan bir karakter olsun, ertesi gün bakıyorsunuz ki; gençlerimiz o karakter gibi saçlarını uzatmış.

Geçmişte de bu gibi durumlar vardı. Ancak bu kadar yaygın değildi. Şimdi ise dizilerde bir karakter oluşsun, ertesi gün bakıyorsunuz ki; gençler o karakter gibi sözler sarf ediyor veya onu taklit ediyor. Bu durumdan birçok ailenin rahatsız olduğunu yakinen bilenlerdenim. Bu konuda ailelere düşen görev çocuklarının üzerinde durmasıdır. Yıllar öncesine gittiğimiz zaman internet ortamı bu kadar yaygın değildi. Ayrıca sadece devletin kanalı olan TRT vardı. Bütün aile mensupları aynı kanalı izlerdi. Şimdi ise her gencin elinde son model telefonlar var.

Pandemi ile birlikte evlerinde interneti olmayan ev yok gibi. Bu durum karşısında ailelerin çocuklarını kontrol etmesi de oldukça zor. Çünkü akıllı telefonların olduğu ve internet ortamının sınırsız olduğu bir yerde o çocukların ders çalışmasını bekleyemezsiniz. Artık 2 yaşındaki çocuk bile YouTube’ye girerek kendi kendine bir şeyler izliyor. Hatta kimi çocuklar internetin bağımlısı olduğu için oyuncakla oynamayı unutmuşlar bile. Velhasıl bu devirde anne ve baba olmak çok zor. Çocuklarınıza dersinizi yapın dediğinizde hemen kıyamet kopuyor.

Bu gibi durumları zaman zaman görünce “keşke teknolojinin olmadığı o eski günler gelse” diyorum. Bazen bir eve misafirlere gittiğimde her insanın elinde bir telefonun olduğunu görünce şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Artık insanlar ellerindeki telefondan dolayı çevreleriyle sohbet etmeyi unutmuşlar. Bir misafirliktesiniz, bakıyorsunuz ki; sohbet etmek yerine her insanın elinde bir telefon, insanlar zamanını internette geçiriyor. Bu durum pek de hayrı alamet bir durum değil. Köşe yazımın başında çocuklara yönelik bazı eleştiriler yaparken, bazı yetişkinlerinde internet bağımlısı olduğunu hatırlatmak isterim.

Aslında bir günde bu konuda bir köşe yazısı yazmayı düşünüyorum. Çünkü internet ortamının hayatımıza girmesi belki de hayatımızı kolaylaştırdı. Fakat hayatımızın içerisinde internet öyle bir hal aldı ki; çocuklar ders yapmaz, yetişkinler yanındakiyle sohbet etmez oldu. Bu durum sizce tuhaf değil mi? Keşke gençler ve yetişkinler sosyal medyayı konuları araştırmak için kullansalar. Fakat herkesin baktığı yerler hep zaman kaybı yaşatacak yerler. Bir de Google’ye bir konu yazdığınızda artık o konu hakkında durmadan yazılar önünüze çıkıyor. Onun için bu gibi durumlardan pek de hoşnut olmadığımı belirtmek isterim.

Şimdiki yaşantımıza baktığım zaman eskiden ne kadar sade ve mutlu bir hayatımızın olduğunu anlamış oluyorum.  Bundan 30 yıl öncesinde çok sade ve güzel bir hayat vardı. Şimdi ise hayatın akışı çok hızlı ilerliyor. Şimdiki nesil ise bu hayatın kıymetini bilmiyor. Eskiden bir evde bir soba yanardı. O sobanın etrafında bütün aile fertleri otururdu. Şimdi ise doğalgaz gibi bir nimet var. Bu nimetten faydalanan gençlerimiz inan ki; o kadar başarılı değiller. Benim ortaokul ve lise okuduğum dönemlerde köylerde yaşayan öğrenciler şehirlerde bir göz odalı toprak evi kiralardı. Üstelik bu toprak odalarda birden fazla genç yaşardı.

O gençler o kadar azimliydiler ki; bugün her biri devletimizin bir kurumunda önemli bir mertebedeler. O günün koşullarında o öğrenciler kirada oturdukları tek göz toprak evde elektrikli sobalarla ısınırdı. Şimdi ise devletimiz köylerinde okul olmayan öğrencileri taşımalı sitemle taşıyor. Ve bu hizmeti yıl boyunca yapıyor. Şehirde okumak isteyen çocukların yerleri yoksa onları devletin yurduna alıyor. Böylesine önemli bir hizmeti alan çocuklardan üstün başarı bekliyoruz. Fakat şimdiki nesil eski neslin ne yaşadığını pek de bilmez. Köşe yazımda anlattıklarım ve akranlarımın yaşadıkları olayların tamamı gerçektir.

Kimi zaman o günleri hatırlayınca şimdi neslin çok iyi zamanda yaşadığını düşünüyorum. Bizim okul okuduğumuz dönemlerde çocukların birden fazla ayakkabısının olma şansı yoktu. Günümüzde ise çocuklar en iyi markalı ayakkabıları giyiyorlar. Tabii ki; gençlerimizin en iyi şekilde giyinmeleri ve iyi bir yaşantı yaşamaları onların en doğal hakkıdır. Fakat bu gençler anne ve babalarının ne gibi zorluklar yaşadıklarını da bilsinler. Öyle herkes varlık içinde bugünlere gelmedi. Öyle bir dünyada yok zaten. Hayat bir mücadeledir. Bu mücadelede mücadele edeceksin.

Gençlerimizin ülkemize faydalı bir birey olmasını isteyen bir kişi olarak bu konuda naçizane birkaç cümleyi köşemden paylaşmak istedim. Hayat her haliyle ilerliyor. Önemli olan okullarda eğitimcilerimize, ailemize ve çevremize saygılı olan gençler olarak başarılı olmaktır. Eğer genç nesillerimiz iyi bir birey olurlarsa bizlerde bu gençlerimizi tebrik eder ve her yerde onlardan bahsederiz. Önemli olan vatanımıza, milletimize bağlı, çevremize saygılı bireyler olarak hayatımızı idame etmektir. İşte bu noktada gençlere önemli görevler düşüyor.

ygb0202@gmail.com

 

 

 

DİĞER YAZILARI Ne Olacak Bu Trafik Sorunu? 01-01-1970 03:00 “Hurafe” Deyip Geçmeyin 01-01-1970 03:00 Hayat Gidiyor, Zaman Geçiyor 01-01-1970 03:00 Suyla Buluşan Araziler Çiftçinin Yüzünü Güldürür 01-01-1970 03:00 Çiftçiler Ne Zaman Sulu Tarımla Buluşacak? 01-01-1970 03:00 Tarihin Kalbinde Muhteşem Konserler 01-01-1970 03:00