https://www.adiyamandahaber.com/files/uploads/user/85de6a012fcaf7d3bd636c2ec186adb5-1c8ca8defe4d8f67a7c9.jpg
Mahmut Gazi Şimşek

İman ve Tavır

15-03-2024 21:19 403 kez okundu.

İnsanlık tarihiyle başlayan inanma ihtiyacı ya da inanmamak (Çünkü inanmamakta bir inançtır.) İnsanlar için bir hayat gerçeğidir. Böylece inanç: Malumu hal üzere, çeşitli kavram ve mefhumlar içinde gelişmiştir. Her inancın kendine göre bir inanış şekli vardır. Ancak: İslam ıslahatına göre, inanç yani iman: en az başta cenabı Allah-a olmak üzere, Amentu’daki imanın altı şartına, iman etmek ve kabul etmektir.

Şehadet kelimesi bir anlaşmadır. Kul ile Cenab-ı Allah arasında, bir ahittir. Onu söyleyen herkes mümindir. İmanın gereğini yaşayanlarda Müslüman’dır. Kısaca iman teklif ve kabulden ibarettir, Allah’ın (C.C) gönderdiği ve Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) tebliğ buyurduğu teklifleri inkâr küfürdür, kabul edip tembellik ve zaaftan ötürü yerine getirmemek büyük günahtır.

Öyle bazılarının anladığı gibi, dine inanmak sadece vicdana terk edilmemiştir. Aynı zamanda tavır ve harekette istenmiştir. Bir misal: Mesela bir insan Kur’an’ı Kerim’deki namazla ilgili bütün ayetleri inanarak okursa namaz kılmış olmaz. Neden?

Çünkü namaz fiili yoktur. Yine bunun gibi, Kur’an’ı Kerim’deki, bütün cihad ayetlerini inanarak okursanız, ama nefsinizin her dediğini yaparsanız ve İslam inancı, çiğnenirken hiç rahatsız olmaz, bu olumsuz şartların ortadan kalkması için hiçbir şey yapmasanız, Cihad etmiş sayılmazsınız.

Gücü nisbetinde herkes inancından sorumludur. Çünkü imandan ve Kur’an’dan bazısını yapıp bazısını yapmamak yasaklanmıştır. Cenabı Allah (C.C.) “vay onların haline” buyuruyor.

Yani kişi kalbiyle inanıyorsa diliyle ve eliyle onun gereğini yapmalı, sözü başka işi başka olmamalı, eğer öyle olsaydı, bu manada Ebu Cehil’de Mü’min sayılırdı.

Netice olarak iman bir hayat ve tavır biçimidir. Şayet iman çekirdeği ibadet ve ahlak tarlasına düşerse hakikatini bulur. Meyvesini de hem Dünya’da hem ahirette, bol bol verir…

İmanın, ilimle ilişkisine gelince her Müslüman kendi inancının güçlenmesi için, imanın temel zaruri bilgilerini, hayat boyu irdelemesi ve öğrenmesi lazımdır. Bu konuda, İmamı gazali hazretleri, şöyle buyuruyor. “Bir insan elli sene başını secdeden kaldırmadan ibadet de etse, eğer imandan en küçük bir noktada dahi yanlış düşünüyorsa, emeği boşa gider”. Aynı zamanda, “iman konusunda cehalet Canavardan da tehlikelidir” der.

Yine, Şeyh Abdulkadir-i Geylani (R.A) bir gün tefekkür anındayken kendisine; “ya Kadir biz seni azlettik, bağışladık kendini yorma” şeklinde bir ses gelir. Baz-ı Geylani “bu ses hem insan sesine benziyor hem de tek yönden geliyor. Hâlbuki ilahi olsaydı, böyle olmaz beni sarardı ve insan sesine benzemezdi” diye düşünür ve “ya lâin! Çekil önümden seni çok iyi tanıyorum, sen beni kandıramasın” der. Bunun üzerine şeytan, önünde diz çöker ve “evet ya Kadir sen ilmin sayesinde benden kurtuldun yoksa ben çoğunuzu bu makamdan böyle esfele safiline düşürdüm, ama sen beni yendin” der.  Nitekim: İnsan, imanın temel bilgisi olan; Ehlisünnet AKAİD konusunu çok iyi öğrenmelidir. Çünkü farzı ayındır.

İman ve Tercih

İman kalplerde bir beyaz noktadır

Kim ki: bu noktada gayret gösterir

Onun kalbi, beyaz renge boyanır

Beyaz nurlarla, dışı da süslenir

Nifak kalplerde, bir siyah noktadır

İşte insan, bu noktada aldanır

Kalbi siyah, zifiri zindan olur

O siyah renkle, dışı da boyanır

İman: rengini şahadetten alır

Amel aynası, imanı gösterir

Onun ışığıyla gönül nurlanır

İmanın rengi, kalbin cilasıdır

İnsan kalbi; bir ilâhi aynadır

Ne renge tutarsan, onu gösterir

Ruhun gıdası, imanın boyasıdır

Renkleri seçmede, tercih senindir

İman konusunun teknik bilgileri olan: icmali iman, taklidi iman ve tahkiki iman izahlarını da müteakip yazımızda vereceğiz yüce Mevla yar ve yardımcımız olsun.

mahmutgazisimsek@hotmail.com

 

Neler Söylendi?