Munzurpress’in, Tunceli Gazeteciler Cemiyeti’nin ve Hollanda Kraliyeti Büyük Elçiliği’nin 2. Uluslararası Gazetecilik ve Basın Özgürlüğü Konferansı’na yaygın medyada ve yerel basında görev yapan çok sayıda gazeteci katıldı.
Hüseyin Güntaş Kütüphanesi ve Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa katılan yerel, ulusal ve uluslararası medyada çalışan gazeteciler gazetecilik mesleği hakkında bilgi verdi. Konferansta “Yerel Gazeteciliğin Önemi ve Yaşanan Sorunlar”, “Yapay Zekâ ve Gelişen İletişim Araçlarıyla Gazeteciliğin Geleceği: Yapay Zekanın Gazeteciliğe Etkileri”, üçüncü oturumda da “Dünyada ve Türkiye’de Basın Özgürlüğü Sorunu” başlıkları tartışıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Tunceli Gazeteciler Derneği Başkanı Ferit Demir, gazetecilerin mesleklerini yaparken karşılaştıkları sorunlara dikkat çekerek, çoğu zaman gazetecilerin haberlerini yayınlayacakları yerleri bulamadıklarını söyledi.
Munzur Press’in Koordinatörü Mehmet Bidav’da düzenledikleri konferansın önemine vurgu yaparak; “Munzur Press bir ihtiyaçtan doğdu. Bizim derdimiz bölgede sorunları dünyaya taşımak, dünyadaki önemli gündemleri bölgeye taşımaktır” dedi.
“Radyolar yayın yapamıyor, gazeteler baskı yapamıyor”
İlk oturumda “Yerel Gazeteciliğin Önemi ve Yaşanan Sorunlar” konuşuldu. Orhan Şener Deliormanlı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, Adıyaman’da Haber Gazetemiz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ömer Karakuş ile gazetemizin Malatya temsilcisi gazeteci Celil Kocataş, 6 Şubat depremlerinde yaşananları anlattı. Ömer Karakuş ve Celil Kocataş ayrıca deprem anından itibaren insanların seslerini bütün dünyaya duyurmada basının ne kadar önemli bir iletişim aracı olduğunu hatırlattı.
“Her dakika sosyal medyadan canlı yayınlar yaparak röportajlar yaptık”
Konferansta konuşan Ömer Karakuş, 6 Şubat depremlerinden bu yana Adıyaman’da gazetecilerin geçici konteyner kentte gazetecilik yaptığını ifade ederek, “6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen asrın felaketi olan depremlerde Adıyaman ilimiz çok zor günler geçirdi. Depremin ilk günlerinde şehir merkezinde elektrik, internet ve su yoktu. Elektriğin olmamasıyla birlikte aynı zamanda internette yoktu. Bu durumda gazetecilerin haber geçmesi mümkün değildi. Bu sebeple depremin ilk gününde Adıyaman’da insanların sesini duyurmak ve haber yapmak imkansızdı. Çünkü haber yapsanız dahi internet olmayınca bu haberi hiçbir yere servis edemezsiniz. Bu zor günde Adıyaman’a ilk yetişenler Şanlıurfa ve Siverek halkı olmak üzere çevre illerimiz oldu. Depremin ikinci gününde mobil internet araçları şehir merkezinin farklı noktalarına kurulunca çekmiş olduğumuz görüntüleri hızlı bir şekilde sosyal medyamızdan paylaştık. Aynı zamanda çektiğimiz görüntüleri ve röportajları ulaşabildiniz bütün medya kuruluşlarıyla paylaşarak Adıyaman halkının temel ihtiyaçlarını bütün dünyaya duyurmaya çalıştık. Her dakika sosyal medyadan canlı yayınlar yaparak röportajlar yaptık. Vatandaşlarımızın temel ihtiyaçları neler ise olduğu gibi yansıttık. Ve bu şekilde ilimizde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımız ile kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve yardım sever halkımız arasında köprü vazifesi görevini gördük. İşte basının önemi böylesine zamanlarda daha çok anlaşıldı” dedi.
“Bizler haber yapmaya ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz”
21 yıldan bu yana Adıyaman’da gazetecilik mesleğini sürdürdüğünü söyleyen Ömer Karakuş; “Yerelde görev yapan gazeteciler olarak depremden bugüne şehrimizi terk etmeyerek haber yapmaya, halkımızın temel sorunlarını haberlerimizle kamuoyuna duyurmaya devam ediyoruz. Adıyaman’da basın mensuplarının neredeyse tamamının binaları depremde yıkıldı. Birçok meslektaşımızın da ekipmanları enkazın altında kaldı. Depremden hemen sonra belirli süre radyo istasyonları yayın yapamadı. Günlük ve haftalık gazetelerde aynı şekilde o dönemde baskı yapamadılar. Şu anda bütün basın mensupları konteynır kentte kalıyor. Burada yapılan haberler bütün dünyaya servis ediliyor. Deprem sonrasında yerel basının sorunları arttı. Her kaleme gelen zam oranları aynı şekilde gazetecilerin baskı ücretlerine de yansıdı. Şu anda haftalık gazeteler baskı yapmakta sıkıntı yaşıyorlar. Birçok basın kuruluşu küçülmeye gitti. Şehir merkezindeki birçok işyeri yıkıldığı için reklam verecek esnafta kalmadı. Bu sebeple hem radyolar hem de gazeteler reklam alamaz duruma geldi. Ayrıca Adıyaman’da gazetecilerin ekipman sıkıntısı var. Yerel basının yakta kalabilmesi için mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Umarız bu sorunlar ivedi bir şekilde çözüme kavuşur. Bizler haber yapmaya ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Gazetecilerin birçoğu basın kartını kaybetmek üzereler”
Konferansa Malatya’dan katılan gazetemiz Malatya temsilcisi gazeteci Celil Kocataş, deprem sonrasında unutulduklarını söyleyerek; “Yaygın medya arkadaşlarımızın sigortasını yatırabilir miydi? Evet, ama yapmadılar. Gazetecilerin birçoğu basın kartını kaybetmek üzereler. Yerel medya esnaf olmadığı için reklam alamadı ve bir bir kapanmaya başladı. “Yerel medyanın kapanması” demek “Yaygın medyanın oradan haber alamaması” demektir. Çünkü yaygın medya orada bir gün kalıyor, ama yerel medya her gün orada” dedi.
“Teyit aşamasında yapay zeka şimdilik güvenilir değil”
Konferansın ikinci oturumunda “Yapay Zekâ ve Gelişen İletişim Araçlarıyla Gazeteciliğin Geleceği: Yapay Zekanın Gazeteciliğe Etkileri” konusu konuşuldu. www.argonotlar.com Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Kültigin Kaan Akbulut moderatörlüğünde, Newslab eğitmeni Ahmet Alphan Sabancı, teyit.org eğitim programları sorumlusu Esra Özgür, Yeni Arayış yazarı Mehmet Şafak Sarı, gazeteci Hamdi İstanbullu konuşmacı olarak katıldı.
İlk olarak konuşan Ahmet Alphan Sabancı, dünyada dijitalde gazeteciliğin kendini yeniden keşfettiğini söyledi. Dünyada yapay zekayla ilgili konuşulanın yanlış kullanıldığı yönünde olduğunu belirten Sabancı, “İnsanlarda yapay zekanın her şeyi yapabileceği biliniyor. Ama böyle bir şey yok. Yapay zeka işleri kolaylaştırılabilir” dedi.
Esra Özgür, “Teyit aşamasında yapay zeka şimdilik güvenilir değil. Çünkü hangi kaynakları kullandığını bilmiyoruz. Teyitçilerin ve gazetelerin talebi yapay zekâ ile ilgili veri setlerinde şeffaf olmalarıdır. Youtube ve Meta ile teyitçilik konusunda çalışamıyoruz. Oralardaki yanlış bilgi tehlikeli yerde duruyor” dedi.
“İyi muhabir olduğu sürece gazetecilik bitmeyecektir”
Mehmet Şafak Sarı, “Tunceli’de bir çevre sorunu hakkında bir şey bilmemenize rağmen haberi yapmak için Chat Gpt’ye ne yapmanız gerektiğini sorduğunuzda her türlü bilgiyi alıp haberi bütün yönleriyle oluşturabiliyorsunuz. Yine haber sitesi için haberi öne çıkarmak için başlık ve anahtar kelime anlamında işinizi kolaylaştıran birçok etkisi var. Yapay zekâ gazetecinin işini bitirecek mi? İyi muhabir olduğu sürece gazetecilik bitmeyecektir. Ama ajanstan aldığı haberi takla attıran gazeteci işsiz kalacaktır” dedi.
“Yapay zekaya yatırım yapmak zorundayız”
Hamdi İstanbullu “Yapay zeka kaçınılmaz bir süreç. Dost mu oluruz, düşman mı oluruz bilmiyorum. Bu realite ile kendi işimizi nasıl yapacağız? Bunu konuşmalıyız. Türkiye’de yatırımcı grup yapay zekaya yatırım yapmak zorunda” dedi.
Faruk Bildirici’nin moderatörlüğünde konferansa Türkiye’de görev yapan serbest gazeteciler Igrıd Woudwijk, Paul Benjamin, Naomi Cohen ve bianet Genel yayın Yönetmeni Murat İnceoğlu konuşmacı olarak katıldı.
“Gazeteciler bir fırsat bulsa bu işi bırakacak durumdalar”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilerin sorunlarına dikkat çekerek; “Bu yıl gazetecilik yoksulluğunu ele aldık. Bir anket çalışması yaptık. Gazeteciler bir fırsat bulsa bu işi bırakacak durumdalar. Türkiye’de gazeteciler üzerinde birçok sorun var. Gazeteciler hiçbir zaman iyi paralar kazanmadı ama son iki yıldır “Evimin kirasını ödeyebilecek miyim?” diye düşünüyorlar. Geçinemeyen bir gazeteci Türkiye için ne kadar kaliteli bir gazetecilik yapabilir? Şu an hızla bundan uzaklaşıyoruz. Gazetecilik ışıltılı bir iş ama döndüğümüzde Bağcılar’da yaşıyoruz. Gazeteciler kendilerini işçi sınıfının üstünde tutuyor ama aslında bir fikir işçisidir. Bunu öğrendiği zaman bir şeyler değişecektir” dedi.
Haber: Celil Kocataş