Beklenmedik Bir Olay

Abdulkadir Özdemir

07-11-2022 23:44

Kışın bütün şiddetine gösterdiği, yapraksız kalan ve kendini bundan dolayı çıplak hisseden ağaçların incecik dalları karın altında kırılmamak için var gücüyle veryansın ettiği günlerdi. Var olan bütün çirkinlikleri ve ucubelerin beyaza büründüğü, gözü alabildiğince beyazın hakim olduğu günler. Rüzgarın orkestra senfonisi gibi pencereden dışarıya bakanlara eşsiz bir dinletiyle merhaba dediği günlerdi.

Hayatın durma noktasına geldiği, kendini dünyanın hakimi zanneden insanların dört tarafı duvarlarla çevrili evlerde battaniyeye sarılıp, kendi bedenine hakim olmaya çalıştığı çetin günlerden birinde nereden geldiği belli olmayan başıboş sokak köpeği çıka geldi. Normal köpeklerden daha büyük ve daha korkutucuydu görünüşü. İlk görenlerin içi ürperiyordu. Kırmızıya çalan rengi ve türlerinin uzun olması onu kendine has bir yapısının olduğunu gösteriyordu.

Onu gören yolunu değiştirmek için can atardı. Yolunu değiştiremeyenlerin ise hayatları film şeridi gibi gözünün önünden geçerdi. O geldikten sonra hiçbir köpek yaklaşamaz oldu yaşadığımız yere.  Bulunduğumuz yer merkezden biraz uzak, etrafında evlerin olmadığı bir dağın yamacında yapılmış lojmanlardı. Bulunduğumuz yerin şehre kuş bakışı manzarası vardı. Tatil köyü gibiydi. İşi olmayanın yolu düşmezdi. Sessiz olması, gelen gidenin az olması ve lojman sakinlerinin kendi halinde olmaları sokak hayvanlarının uğrak yeri haline gelmişti yaşadığımız yeri.

O köpeğe lojmanlarda iki kişi bakıyorduk. Kapımıza gelen kim olursa olsun aç bırakamazdık. Büyüklerimizden böyle görmüştük. Çünkü yaşadığımız coğrafyadan dolayı kapı çalanımız çok olmuştur. Aylarca kaldı. Elimizden geldiğince aç bırakmamaya çalışıyorduk. Çünkü biz kadim bir şehrin toprakları üzerinde var olmaya çalışıyoruz. Bizden öncekilerde bu topraklarda kimseyi aç bırakmamışlardı.  Bu bize gelenek olarak kalan bir özellikti.

O köpek küçük çocukların korkmadan yanına gittikleri, herkesin korkmadan yanından geçebileceği uysal bir köpek olmuştu. Bezen bana doğru geldiğinde başını öne eğip, sessizce yanıma gelmesi ve geldiğinde de gözlerimin içene bakması onun sinsi bir yanının olduğunu ele veriyordu. Gözlerinde var olan o korkunç yanı herkesten gizlemeyi başarmıştı. Günler birbirini kovaladı. Bu kar bitmez, yaza hasret kaldık, ne zaman ısınacağız gibi sorular sorarken birbirimize geçte olsa bahar yüzünü göstermeye başladı.

Karın altında kurtulup, gökyüzüne bakıp nefes almaya çalışan bir avuç toprağın içinde kendini gösteren Nevruz çiçeğinin görünmesi, doğmayan güneşin içimizi ısıtmasına yetti. Baharın kendini bütün ihtişamıyla gösterdiği bir günde dışarıda hırlayarak köpek sesinin gelmesi çoğumuzu bilinçsizce dışarı atmıştı. Bu durumun hayatımızda bir fırtınanın kopmasına kapı aralayacağı belliydi. Köpek lojmanların biraz uzağında her zaman kendini besleyen bayana havlıyordu.

Bu durum hepimizde şok etkisi oluşturmuştu. Çünkü bu bayan köpeğe aylardır yemek veriyordu. “Köpek yemek yediği eve ihanet etmez” sözünü kendimize şiar edinmiştik. Köpeğe seslendiğimde yavaşça başını çevirip herkesten sakladığı o sinsi bakışıyla bana baktı. Bu bakış fırtına öncesi sessizliğin habercisiydi adeta. Birden bana doğru dönüp havlamaya başladı. “Köpekler korkuyu bilirler” derler. Benim ondan korkmadığımı anlamış olmalı ki birden dönüp bayana doğru havlayarak koşmaya başladı.

Bu durum karşısında hepimiz şoke olduk. Bayan kendisine doğru koşan köpeği görünce ne yapacağını bilemedi ve istemsizce kaçmaya başladı. Bizde avazımızın çıktığı kadar bağırarak ve koşarak köpeği uzaklaştıramaya çalışıyorduk. Köpek bayana yetişip tam ısıracağı anda bayan kendini dikenlerin içine doğru istemsizce atmaya başladı. Bizde avazımızın çıktığı kadar bağırarak ve koşarak köpeği uzaklaştıramaya çalışıyorduk.

Köpek bayana yetişip tam ısıracağı anda bayan kendini dikenlerin ve çalıların içine attı. Boşa düşen köpek ani bir refleksle geriye dönüp bayana saldırmaya başladı. Bayan korkunç bir şekilde çığlıklar atarak kendini korumaya çalışıyordu. Yerden aldığım taşlarla onlara doğru koşarak köpeği uzaklaştırmaya çalıştım. Benim yaklaştığımı gören köpek bayandan uzaklaşıp havlayarak uzaklaşmaya başladı.

Köpek bir taşla iki kuş vurma tabirini en iyi şekilde bize gösterdi. Kendisine bakan iki kişiye aynı anda ihanet edebildi. Yaşadığımız bu olay ibretlikti. Bu olay bayanda hayatının sonuna kadar travma olarak kaldı. En uysalına dahi denk gelse köpek gördüğünde yaşadığı o korkunç olay gözünün önüne gelecektir. O olaydan sonra köpek yaşadığımız yere bir daha uğramadı. Ve bir daha o köpeği görende olmadı.

ozdemirabd02@gmail.com

 

DİĞER YAZILARI