Bugün ve yarın
Olmazsa elbet bir gün
Güneş illaki doğacak
Tebessüm edecek bugünün mazlumları
Duasının karşılığını alacak bugünün sessiz çığlığı
Bugünün yalın ayaklısı, yarının efendisi
Sesine ses olacak, sessizliğin gölgesi
Ah Gazze!
Vah Gazze!
Yalnız bıraktılar seni, senden olanlar
Kimsesiz kaldın milyonlarca Müslüman arasında
Seni bir kuru ekmeğe muhtaç ettiler sarayın cömert sultanları...
Yaşadığımız sürece kapanmayacak yaramız oldun
Elimizi yaradana açtığımızda
Boynumuzu bükecek yanımız oldun.
Sen zamanın Yusuf'u sun.
Yusuf (a.s) görse yaşlar süzülür pengamberi gözlerinden.
Zamanın sabır kalesi oldun
Sen zamanın Eyyub'usun
Eyyup (a.s) görse sabrına mest olurdu.
Sen zamanın hak üzere bedel ödeyen yanısın
Sen zamanın sahabesisin
Sahabe görse el açar titretirdi arş-ı âlâyı
Muhacir oldun kendi şehrinde
Sen zamanın Muttalip Mahallesi'nde boykot uygulanan bir avuç insanısın.
Hüznün başkentisin...
Onlar görseydi seni unuturdu bütün dertlerini
Çocukların feryadı inletirken arşı
Seslerine ses olmadı milyonlarca Müslüman
Kardeşlerimizin çaresizliği yüreklere saplanan hançer olurken
Derman olmadı dünyaya dermen olanlar...
Ebabiller için ellerini Yaradan'a açma
Çünkü zamanın Ebrehe'siyle kol kolasın...
ozdemirabd02@gmail.com