BİYOGRAFİ
Giriş Tarihi : 23-12-2024 15:19

Adıyaman’da Zor Bir Hayat Hikayesi İnsanlık Tarihinin En Eski Mesleği...

Kışın soğukta, yazın ise sıcakta kalarak saatlerde evlerinden uzak bir yerde çobanlık yapan vatandaşların yaşadıkları zorluklar bir türlü son bulmuyor. Onlar ailelerinden evlerinden uzak bir şekilde dağda sürülerine gelecek olan kurtlara ve yabani hayvanlara karşı mücadele verirken, bir yandan da aile geçimlerini sağlamak için çobanlık işini yapıyorlar.

Adıyaman’da Zor Bir Hayat Hikayesi İnsanlık Tarihinin En Eski Mesleği...

Adıyaman merkeze bağlı Palanlı Köyü’nde doğduktan sonra dedeleri gibi çobanlık mesleğini devam ettiren Eyüp Çil, çobanlığa olan ilgisinden sonra kendi başına çalmayı öğrendiği kavalı saatlerce çalıyor. Hiçbir kimseden eğitim almayarak çalmayı öğrendiği kavalı ustalara taş çıkararak çalan Eyüp Çil, çobanlığı severek yaptığını söylüyor.

“Kaval çalmayı kendim öğrendim”

Dedelerinden bugüne kadar gelen çobanlık mesleğini devam ettiren Eyüp Çil, köyde çobanlık yapmanın zorluklarını anlatarak, “Kendimi bildim bileli bu işi yapıyorum. Tabi bu işin zorluğu da kolaylığı da var. Gece gündüz çöldeyiz. Sıcakta, soğukta, karda, yağmurda ister istemez dayanabiliyoruz, katlanıyoruz. Bu işin tehlikesi olduğu gibi kurdu, her türlü canavarı var. Hırsızı da var. Akşamları soğuk oluyor, dayanamadığın da oluyor. Her zorluğu var yani. Ama insan bu işi severse hiçbir zorluğu kalmaz. Ben çobanlık yaparken, doğayı düşünüyorum. Doğayı düşünmek beni rahatlatıyor, içim ferahlıyor. Kaval çalmayı kendim öğrendim. Merak yani istekle oluştu. Hocasız bir şekilde kaval çalmayı öğrendim. Herkes nasıl çalmak isterse kavalı o şekilde çalar.  Kavalın makamı farklıdır. Kavalı bir saatte, iki saatte çaldığım oluyor. Bir dakikada, beş dakikada çaldığım oluyor. Bu benim isteğime bağlıdır. Üzerimde olan suyu geçirmez, üst zemini çadırdır, içerisi sıcaktır. Hayvanın yünü ile yapılır. Yani koyunun yünü ile üzerimdeki yapılır, soğuğu da geçirmez, hoştur. Sürülerimi gece 23:00’da götürdüm, sabah 09:00 ila 09:30 arasında getirdim. 10 ila 5 kilometre köyümüze uzak bir mesafeye gitmekteyim. Okulu liseye kadar okudum, sonra bıraktım. Bir yıldır askerden gelmişim, yine eski işime devam ediyorum” diye konuştu.

“Halimiz nasıl olacak bizde bilmiyoruz”

Hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını söyleyen Zeliha Çil ise, “Sütü sağarak peynir yapıyoruz. Sonra da satıyoruz, masrafını çıkarmıyor. Halimiz nasıl olacak bizde bilmiyoruz” dedi.

Dedeleri de çobanlık ile geçimlerini sağlayan Eyüp Çil isimli çobanın çaldığı kaval, çevre köylere kadar duyulduğu gibi kavala olan sevgisi gözlerden kaçmıyor.

Haber: Ömer Karakuş

Ömer KarakuşÖmer Karakuş