YEREL
Giriş Tarihi : 15-03-2024 21:17   Güncelleme : 25-03-2024 17:58

Medya’nın Deprem ve Afet Dili Çalıştayı Gerçekleştirildi

Kısa adı TİMEF olan Tüm İletişim ve Medya Federasyonu tarafından Ünye ilçesinde “Medya’nın Deprem ve Afet Dili” konulu çalıştay Ordu'nun Ünye ilçesinde düzenlendi. İçişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen proje çalıştayına akademisyenler, kentsel dönüşüm uzmanları ve Türkiye’nin farklı illerinden gelen gazeteciler katıldı.

Medya’nın Deprem ve Afet Dili Çalıştayı Gerçekleştirildi

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan TİMEF Genel Başkanı Gazeteci Şakir Gürel, konuşmasında depremlerde ve diğer afet hallerinde medyanın kullandığı dile dikkat çekti. Toplumları galeyana getirecek bilgi paylaşımından kaostan başka bir sonucun çıkmayacağını hatırlatan Şakir Gürel, bu projenin dile düzeltmeye dönük yapıldığını söyledi.

Daha sonra konuşmacılar söz aldı. İlk konuşmacı Ordu Büyükşehir Belediyesi İştiraki Orkent A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mimar Nihat Şen oldu.

Konuşmasında Afet Yönetiminde İletişim ve Medya konusunu anlatan Dr. Şen, afet esnasında medyanın zaman ve mekan kavramı olmaksızın her an toplumu bilgilendirme imkanına sahip olduğunu dile getirirken medyanın hem öncesinde hem de sonrasında afete ilişkin önemli rollerinin olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı; “Toplumun afetlere ilişkin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi medya üzerinden hızlıca yapılabiliyor. Herkes bir şekilde medyayı takip ediyor. Sosyal Medya sayesinde 2012 ABD’de meydana gelen Sandy Kasırgası’nda 20 milyon twett atılmış ve insanlar hızlıca gelen tehlike ve tehlike esnasında yaşanan kayıplara ilişkin bir şekilde bilgilendirildiler. Türkiye’nin yüzde 42’sinin 1. Derecede deprem bölgesinde yer aldığını biliyoruz. 6 Şubat depreminde 11 il olumsuz etkilendi ve yıkıcı hasarlar medyada geldi. Bu depremle birlikte özellikle sosyal medyanın afete yönelik her konuda doğru ya da yanlış bilgilendirmeler yapıldığını gördük. Bozuk iletişim dili yanlış bilgilerin hızlıca yayılmasında etkili olmuştur. Çok sayıda manipülatif haber yapılmıştır. Bu depremde vatandaşlarımızın yüzde 73’ünün bilgileri sosyal medya üzerinden takip ettiklerini görüyoruz. Afet esnasında toplumu yanıltıcı paylaşımların yapıldığı gerçeğinden hareketle bu yapının ve kullanılan dilin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği aşikârdır. Deprem ve doğal afetler neticesinde eğitici, öğretici yayınlar önemlidir. Burada medya araçları önemli bir görev görecektir.”

Çalıştayın 2. konuşmacısı, Neotektonik ve Deprem Uzmanı Ordulu Prof. Dr. Hamit Haluk Selim idi. Prof. Dr. Selim konuşmasında, belli bir ölçeğin altında kalan sarsıntıların deprem olarak değerlendirilmediği bir ortamda pek çok televizyon kanallarında hayatında fay hattı dahi görmeyenlerin, konunun uzmanı olmayanların depremi ve sonuçlarını tartıştıklarını üzülerek izlediğini anlatırken deprem ve afet gerçeğiyle ilgili çalıştayın Ordu’da yapılıyor ve kendinin de Ordulu olması hasebiyle çarpıcı bilgiler verdi.

Prof. Dr. Selim, konuşmasında şu bilgileri aktardı; “Fayı arazide, yerinde takip etmek gerekiyor. Doğru olan medya kuruluşlarının sahada olanlardan aldığı gerçekçi bilgileri takipçilerine aktarmalarıdır. Siz depremi soruyorsunuz onlar konuyu heyelana, sele, su baskınına, çığa veya tsunamiye çekiyorlar. Dolaysıyla bu tür isimleri haberlerinizin, programlarınızın dışına çıkartın. Dünyada 20’ye yakın plaka tektoniği var. Bu plakalar 200 milyon yıldır kırılıyor ve hareket ediyor. Ordu ili Avrasya plakası içerisinde yer alıyor. Ülkemiz 4 ayrı plakayla irtibatlıdır. Olası bir depremde Ordu ve çevresi sağa doğru hareket edecektir. 6 Şubat depreminde ise 11 il sola doğru kaymıştır. Yine bu depremde yer yüzünde 404 kilometre yırtık oluşmuştur. Ordu ve çevresinde kıyılardaki yerleşim alanları zemin açısından çok kötü durumdadır. Buralar sıvılaşmanın kaçınılmaz olduğu yerlerdir. Mesela Ordu merkezde Boztepe granit yapıdan oluşur. Olası bir depremde Boztepe ve etekleri risk altındadır. Buralar zemin açısından dayanımsız olan dolgu ve alüvyon çökellerinden oluşan yerleşim alanlarıdır. Peki, deprem ve afetler için neler yapılabilir. Kentsel dönüşüm ve planları, yeni yerleşim alanlarının belirlenmesi, mevcut yapılarda iyileştirme, onarım ve güçlendirme, toplumsal bilinç, eğitim ve yerel yönetimle işbirliği, afet Yönetimi ve Deprem Master Planı, evlerin yenilenmesinde halk-devlet işbirliği- finans modelleri geliştirilmeli."

Konuşmacılardan Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetim Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Baz da “Doğal Afetler Gerçeği ve Şehirlerimizin Varlığı konulu sunumunda deprem gerçeğine dikkat çekti.

İbrahim Baz, sayısal verilere değindiği konuşmasında ülkemizde depremin yanında sel, su baskını, heyelan gibi afetlerinde sıkça görüldüğünü, yerleşim yerlerinin yüzde 92’sinin, nüfusun yüzde 95’inin, büyük sanayi merkezlerinin yüzde 98’inin ve barajların da yüzde 93’ünün deprem bölgelerinde olduğunu bildirdi.

 

 

Afet ve acil durum yönetiminde medyanın rolüne de değinen Prof. Dr. İbrahim Baz, sözlerini şöyle tamamladı; “Afetler öncesinde ve sonrasında ilgili kuruluşlar ile medya arasında doğrudan çalışma ilişkileri kurulmalı. Bilgilendirici, ve yönlendirici yayın faaliyetleri yapılmalı. Medya üzerinden bu faaliyetlerin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması sağlanmalı. Habercilik faaliyetleri kapsamında afet alanından aktarılan görüntüler ve bilgiler kamuoyundan doğru bilgilendirmede etkili oluyor. Afetle ilgili konuların ve hassasiyetlerin görünülürlüğünü artırarak kamuoyunda bunlara dair farkındalık yaratılabilir. Medya afetlerin doğru yönetilmesi için yönlendirmeler yapabilir.”

Gazeteci Celal Toprak, konuşmacıların ardından söz aldı ve konuşmalar esnasında medyaya çok yüklenildiğini ileri sürdü.  Gazeteci Toprak; "Sorunların çözümü için ortak akıl üretmek gerekiyor. Hiçbirimiz masum değiliz. Peki, ne yapabiliriz? Kentsel dönüşüm maalesef başımızın en büyük derdi. Yanlışları tekrarlamayalım. Doğru kentsel dönüşüm uygulamalarını desteklemeliyiz. Medyanın görevi yaşananları doğru olarak aktarmaktır. Medya reytingi yüksek tutmak isteyecektir. Bunu anlayabiliriz. Kamusal tarafımız da var. Kamu yararına olan işleri kesinlikle öne çıkarmalıyız. Medya kendi içinde yayınlarına dikkat etmeye çalışıyor. Yapmayanlar da var mı? Evet, var. Başta İstanbul’da kentsel dönüşümün hızlıca uygulanması gerekiyor. Doğru politikaları her zaman destekleriz ve haberini yaparız.”

Bu bölümde söz alan Gazeteci ve Eski Milletvekili Hasan Öz; “Bugün Çalıştay'ın konusunu iyi anlayalım ve bulunduğumuz yerlerde afet ve deprem bilincini geliştirmek adına adımlar atabiliriz. Bunu bir prensip haline getirmek gerekmektedir" dedi.

Çalıştay'ın sonunda TİMEF Genel Başkanı Şakir Gürek, tüm katılımcılara ve konuşmacılara teşekkür etti. Daha sonra konuşmacılara hatıra plaketleri verildi. Toplu fotoğraf çekimi ve öğle yemeği ile sona eren Çalıştay'ın sonuç bildirgesi ve raporunun hazırlanarak kitapçık haline getirileceği öğrenildi.

Ömer KarakuşÖmer Karakuş