SİYASET
Giriş Tarihi : 23-04-2022 15:18

Sağlık Bakanı Koca, ADYÜ Tıp Fakültesi Öğrencileriyle Buluştu

Birtakım incelemelerde bulunmak ve çeşitli toplantılara katılmak üzere Adıyaman’a gelen Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, program kapsamında Adıyaman Üniversitesini ziyaret etti.

Sağlık Bakanı Koca, ADYÜ Tıp Fakültesi Öğrencileriyle Buluştu

Burada, Rektör Prof. Dr. Mehmet Turgut ile bir araya gelen Bakan Koca’ya  Vali Mahmut Çuhadar, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, AK Parti İl Başkanı Mehmet Dağtekin, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Alkayış, İl Sağlık Müdürü Dr. Erdoğan Öz ile STK temsilcileri eşlik etti.

Makam ziyaretinde Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Fatih Doğanoğlu, Prof. Dr. Cumhur Kırılmış ve Genel Sekreter Doç. Dr. Aykut Dündar da yer aldı.

Bakan Koca Öğrencilerle Buluştu

Sağlık Bakanı Koca, makam ziyaretinin ardından Rektörlük Konferans Salonu’nda Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ile buluştu.

Öğrencilere seslenen Koca, “Fakültenin web sitesinde, mezunlarından beklediği bir özellik olarak “sağlık savunuculuğu” ifadesi geçiyor. Bu benim felsefemin özetidir. Salgınla mücadele döneminde de camiamızın en çok öne çıkardığımız vasfı budur. Salgınla savaşın Adıyaman cephesini selamlıyorum.” diyerek sözlerine başladı.

Konuşmasının devamında Tıp Fakültesinin uygulama yaptığı Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Adıyaman için önemine değinen Bakan Koca, “Buradaki hizmetin, bölge halkının kültürü de gözetilerek verildiğini biliyorum. Hekimlik aynı zamanda bir iletişim sanatıdır. Sizin bu bölgenin insanından aldığınız anamnezi, başka yerde iki üç uzman bir araya gelse alamaz. Bir hastaya hikâyesini anlattırmak basit bir iş değildir. Bölgesel kültüre hâkimiyet, insanı sosyal yönüyle de tanımak, tebabette ayrı bir üstünlüktür. Buradaki hekimlik pratiğinin böyle bir arka planı olduğuna inanıyorum.” dedi.

“Prof. Dr. Mehmet Turgut, Adıyaman İçin Bir Şanstır”

Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut için “Rektör hocamız Adıyamanlı. Doğrusu bu bir şanstır.” diyen Koca, “Rektör hocamızın bir özelliği beni Tıp Fakültemiz, öğrenci arkadaşlarımız adına sevindiriyor. Kendisi, Anatomi ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve ayrıca Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı…Yani iki dalda ihtisas sahibi ve bir de yan dalı var. Birkaç ihtisas daha yapmaya fırsatı olsa tıp eğitimini tek başına verebilirdi.” dedi.

“Fakültenin Sorunlarının Müsebbibi Benmişim Gibi Elimden Geleni Yapacağım”

“Adıyaman’a gelmeden önce dersime çalıştım.” diyen Bakan Koca, Tıp Fakültesinin sorunlarını iyi bildiğinin altını çizdi.

Koca, “Asistanlarımız dâhil öğrencilerimizin sorunları olduğunu biliyorum. Eğitim bir başka fakültenin binasında devam ediyor ve sınıflar yetersiz. Doğrusu büyük amfilerde ders dinlemiş biri olarak, bunun ne demek olduğunu anlayabiliyorum. Bilimin, hocanın otoritesinin yankılandığı bir amfi muazzam bir duygudur. Kadavra eğitiminin de benzer sebeplerle verilemediğini öğrendim. Hangi tıbbiyeli buna hayıflanmaz. Disseksiyon salonuna giriş, hekimliğe giriştir.  Bir de, dirsek çürütmek için fakülte binamızda bir kütüphane eksiğimiz var. Bunlarla bakanlığımın bir kurumunda gördüğüm sorunlarmış gibi ilgilenmeye gayret edeceğim. İnşallah çözüm uzun zamana yayılmaz. Bunun dışında, Adıyaman Tıp Fakültesi uzmanlık öğrencilerinin göz ardı edilemeyecek sorunları bulunuyor. Covid yoğunluğundan kaynaklanan branş hasta tecrübesi eksikliği bunlar arasında. Müsebbibi benmişim gibi elimden geleni yapacağım.” dedi.

“Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Önüne Set Çekeceğiz”

Şiddet ve Malpraktis konuları üzerinde hassasiyetle durduklarını belirten Bakan Koca, “Sağlıkta şiddet olayları burada da yaşandı. Yılın başlarında, acil servis uzmanımız Dr. Barış Bey Eğitim Araştırma Hastanesinde; acil servis asistanı arkadaşımız Dr. Aziz Bey, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde saldırıya uğradı. Çok üzücü bir diğer şiddet olayının mağduru ise bir hemşire arkadaşımızdı. Bildiğiniz gibi, mevcut şartlarda, şiddet suçlarının failleri arasında tutuklu yargılananlar yüksek bir oran teşkil etmiyor. Bu çok haklı bir şikâyet konumuz. Çünkü adalet talebimiz var. Tüm sorunlarımızın üstesinden gelecek gücün de ileri bir adalet olduğunu biliyoruz.  Fakat mevcut duruma bakarak, bazı sendikal yapıların hatta hocaların yaptığı gibi, yargıyı yargılamayın. Hâkim ve savcı, önündeki kanunla hareket eder. İşte, birçok şiddet olayında tutukluluğu mümkün ve gerekli kılacak yasal düzenleme şu anda yapılıyor. Bilin ki mesele, inisiyatif meselesi, kanı meselesi değildir. Kanun meselesidir. Kanunla ve sağlık sisteminin rehabilitasyonuyla şiddeti, mesleki risk olmaktan çıkaracağız. Malpraktis kâbusuna yakında son vereceğiz. Sizlere abi veya abla diyecek olan genç hekimler aynı şartlardan geçmeyecek. Sizler ise belki sadece bunların korkusunu yaşamış olacaksınız. Şiddet olayları kimi bölgelerde daha yoğun. Bunun, sosyal ve kültürel faktörlerle ilişkili olduğunu biliyoruz. “Sağlıkta şiddet” konulu bazı incelemeler, özellikle, sosyal psikoloji perspektifi içeren makaleler; hekime kadir-i mutlaklık atfedilen kültürel yapılarda şiddetin daha da yüksek olduğunu ileri sürüyor. Yani, hekime “hayranlık” sebebi, kolayca şiddete dönüşebiliyor. Malpraktis davaları mesleğimizin korkulu rüyası…Adıyaman’da kaç arkadaşımızın bu sorunla boğuştuğunu bilemiyorum. Muhtemelen, aramızda davası olan arkadaş vardır.” dedi.

“Ücret Artışına Endeksli Bir Saygınlık, Para Gibidir, Kolay Erir”

Tıp mesleğinin sorunlarını beş başlık altında topladığını ve bu sorunların diyalog ile çözüme kavuşturulabileceğinin altını çizen bakan Koca, “Hekimliğin saygınlığı meselesini doğru anlamalıyız. Ücret artışına endeksli bir saygınlık, para gibidir, kolay erir. Saygınlık düz düşünülecek konu değildir. Bence, özle ilişkilidir. Ücret madde ise saygınlık manadır.” dedi.

Koca, “Temel sorunlarımız 5 başlık altında toplanıyor: Mesleğin saygınlık kaybı, şiddet, malpraktis; ücret başta olmak üzere özlük hakları ve çalışma ortamı kaynaklı olumsuzluklar.  Mesleğimizdeki saygınlık kaybı, saydığım sorunların hepsiyle iç içe bir sorun. Fakat sadece onların yol açtığı bir sorun değil. Akademik bir çalışmada yakın dönemde üç başat mesleğin saygınlık kaybına uğradığı ileri sürülüyor. Diğer iki mesleğin mimarlık ve avukatlık olduğunu görüyoruz. Saygınlık kaybının güncel sorunlardan çok daha gerilere uzanan yönlerinin sosyal değişimle ilgisi var. Hekimlik mesleği eski kuşaklara sunduğu bazı imtiyazları yeni kuşaklara uzun süredir sunamıyor. Geçmişe doğru gidin, hekimin kaymakama vekâlet ettiği dönemi bile görürsünüz. Bugün şiddetten korumaya çalıştığımız hekim, o gün “devlet” demekti. Şunu unutmamalıyız. Başkasına borçlu olunmayan saygınlık kaybedilmez. Böyle bakarsak, saygınlığımızı yükseltmenin birçok yönden bize bağlı olduğunu da görürüz. Hekimlerin haklarının işçi söylemiyle kazanılamayacağını görürüz. Böyle bakarsak, hâkim ve savcıları rakibimiz değil, refikimiz biliriz. Kimi arkadaşların hâkim ve savcılara karşı geliştirdikleri kıyaslama dilinin bizlere verdiği zararı bilmiyorsunuz. İtibar kıyaslanmaz.” dedi.

“Sağlık Meslek Gruplarının Sorunları, 85 Milyon İnsanıyla Türkiye’nin Sorunudur”

Konuşmasının devamında, “Sağlıkçıların verdiği ağır sorunlarla mücadelenin salgınla mücadeleden daha az önemli, emek verilmeye daha az değer olduğunu kimse söyleyemez.” diyen Bakan Koca, “Ama sizlerden doğrusu biraz şikâyetçiyim. Şiddet suçlarına karşı atılan adımların farkında olmayanlarınız var. Mecliste, Adalet Komisyonundan geçen düzenlemenin anlamını tam olarak biliyor muyuz? Kasten yaralama suçu Katalog Suçları kapsamına alınıyor. Bu ne demektir?  Kasten yaralama suçu, ceza yargılaması bakımından artık çok daha ağır bir suç olacak. Suçun, Katalog Suçları kapsamına alınması, tutukluluk için yeterli sebep haline gelecek.  Zihninizde canlansın diye örnek vereyim: Sağlık çalışanını yaralama suçu; kasten öldürme, işkence, intihara yönlendirme gibi çok ağır suçlarla aynı başlık altında toplanıyor. Acaba farkında mısınız? Bir devrimin aydınlığına karşı adeta karartma çabası var. Malpraktisle ilgili gelişmeler, bir ikinci Nevruzla kutlanmalıydı. Çoğu arkadaşımızın bilgisi bile yok. Bunu gittiğim yerlerde sorulan sorulardan anlıyorum. Malpraktis davalarıyla ilgili yasal düzenleme Adalet Komisyonundan geçmiş durumda. Hazırlanan Malpraktis yasasının özü nedir? Hekim, sağlık çalışanı, kasıtlı davranmadığı sürece, uyguladığı tedaviden doğacak problemler sebebiyle artık tazminat ödemeyecek. Malpraktis sorunu kökten çözülüyor. Söylenecek ne varsa hepsinin özeti budur. Bu ülkenin, intörnüne, pratisyen hekimine, asistan hekimine, uzman hekimine, harçlık, “liracık” değil; geçim kaygısı duymayacağı maaşı vermesi için elimden geleni yaptığımı bilmenizi isterim. Nöbet sorunu tam teşebbüs gerektiren, fakat çözümü iradeleri mevcut şartlarda aşan bir sorun.  36 saatlik nöbet, insani olmaktan dağlar kadar uzak. Çok ağır bir yük. Çabalara tanıksınız.  Çalışma süresini maksimum 24 saatle sınırlandırmak istiyoruz. Ve hakkaniyetli ücret düzenlemesine gidilmesini amaçlıyoruz. Ben bugün Sağlık Bakanıyım. Ama yaşadığım sürece meslektaşınızım. Size karşı ödevlerimi biliyorum. Buradan Ankara’ya, Bakanlık binasına yeni ödevlerle döneceğimden emin olun.” şeklinde konuştu.

Bakan Koca, konuşmasının ardından Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ile birlikte basına kapalı olarak bir söyleşi gerçekleştirdi.

Ömer KarakuşÖmer Karakuş