İsrail İran'ı vurmadan önce Pentagon’da yoğun bir mesai oluyordu. Bölgedeki pizzacıların, hamburgercilerin işleri kat kat artıyor, bu da bir şeylerin olacağını bize gösterir nitelikteydi. Ne zaman bir şeyler karışacak olsa öncelikle bunu pizzacılardan anlıyorduk. Nitekim Arap baharında ve diğer hadiselerde de Pentagon çevresinde, bu şekil restoranlarda satış artışı yaşanmıştır.
“Bunun ne önemi var?” dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu iki mesele itibariyle önemli. Bu gibi hadiseler bizi daha fazla tedbir almaya iten belirgin izlenimlerdir. Düşmanın zamanlaması ve mevcut durumu son siyasi refleksleri bize bu malum ülkenin elindeki mevcut askeri ekonomik koşullarıyla, ileride nasıl bir yol izleyeceğine dair birçok ipucular vermektedir.
Ekonomik olarak elinde olmayan dışa bağımlı olduğun ham madde artırımı sağlayıp bu olaydan daha az etkilenme kabiliyeti sağlar. Örneğin petrol ve türevleri gibi. İsrail-İran savaşına geri dönecek olursak ben bunu biraz daha derinden alıp analiz etmek istiyorum. Örneğin Kıbrıs Barış Harekatında “Ayşe tatile çıksın” sözü yıllarca toplum tarafından zikredilip bir metafor oluşturuldu.
O zamanlar siyasetçilerin, sanatçıların sözleri o kadar çok önemliydi ki, yeri geliyor yıllarca değerlendiriyorduk. Ayrıca o dönemlerde çok fazla medya kuruluşu, TV kanalı seçme olanağımız yoktu. Şimdi ise sosyal medya ve habere ulaşma çeşitliliğinin fazla olması, bazı meselelerin tam anlamıyla anlamamızı ve idrak etmemizi kısıtlıyor.
“Büyük Ortadoğu ve vadedilmiş topraklar” adı altında yaptıkları her şeyi helal gören bu küresel güç, karşısında sadece birkaç lider mücadele etme gayretinde bulunuyor. Tek bir şirketlerinin aylık kazancı bir Afrika kıtasının yıllık gayrisafi milli hasılasından daha fazladır. Buda ekonomik olarak zayıflatılmış İran gibi ülkelerde çok çabuk adam satın alıp operasyon öncesi rot balans ayarı yapabilmelerini sağlıyor.
Ambargolarla beli bükülen içeride birçok ajanla mücadele etmesine rağmen köklü bir devlet olan İran’ın karşılık vermesi önemli bir detaydır. Birçok yanlış dış politikasıyla bölgeyi fazlasıyla yoran İran, yine de yalnız bırakılmamalıdır. Bölgenin sulhu için ne kadar mücadele etsek de, bazen huzur için savaş kaçınılmaz hale gelir. Bir kıl kadar ince bir noktadayız. Diğer ülkelerin söylem ve eylemlerini de işin içine katarsak dünya için işler iyice içinden çıkılmaz bir hale gelecek gibi gözüküyor. Biz tedbirimizi alalım, takdir onun.
ismailkocakaplan44@gmail.com