Sayın Erdoğan’ın beni Diyarbakır’da buldu; demiştim.
Nasıl mı?
MİT görevlisi Erman Bey’in Diyarbakır'a gönderilmesini sağlayarak.
Bunun için Sayın Erdoğan’a bir kez daha minnettarım.
***
Erman Bey, gayet kibar ve centilmen bir kişilik idi.
Beni kibarca eleştirmesini de bildi.
“Sövme” dedi, “sövmek bir ilahiyatçıya yakışmıyor” dedi.
Haklıydı; ama bir yere kadar.
Kendisine, çok zulüm gördüğümü, anlatmaya çalıştığımda, sövgülerimi biraz anlayışla karşıladığını, anladım.
Sonra benden, Başbakan Erdoğan’a sözünü ettiğim SAHTE BELGELER’i kibar bir dille talep etti.
***
Pek tabi, verdim ve Ayşegül Jale SARAÇ ve ÇETESİ'nin yaptığı sahtekarlıkları, bir bir anlattım.
Lep demeden leblebi anlıyordu.
Mükemmel yetişmişti.
“Ben tek başıma yetkili değilim” dedi, ve kibarca bir eda ile; kendisine bu belgeleri verdiğim takdirde, MİT’de bir komisyon tarafından değerlendirilmek üzere Ankara’ya götüreceğini söyledi.
Pek tabiî, bu belgeleri kendisine teslim ettim.
***
Belgeler, Sayın Hakan FİDAN’ın önüne gitti ve değerlendirildi.
Değerlendirme sonrasında Erman Bey, bana telefon ile döndü ve “müsterih” olmamı; bir gün mutlaka Ayşegül Jale SARAÇ ve ÇETESİ’ne yönelik bir operasyon düzenleneceği, müjdesini verdi.
Bütün bunlar 2014’ün sonunda vaki oldu.
***
Ben, bilmezdim ki 15 Temmuz darbe girişimi olacak.
Meğer bütün bu olup bitenler, 15 Temmuz darbe girişimini önceden haber alan MİT’in önceden tedbir almasına yönelik işlemleri kabilinden imiş.
Ve nihayet beklen oldu: Dicle Üniversitesindeki FETÖ MAFYASI, 15 Temmuz'dan birkaç gün sonra ağır yaralı olarak çökertildi.
Ama, tam ölmedi.
***
Bir kez daha kutluyorum MİT’i.
Mükemmel bir iş çıkarmış.
Daha nice başarılara...
Darısı bütün terör örgütlerinin başına.
Ve MAHREM FETÖ’nün başına.
Çünkü hala MAHREM FETÖ dimdik ayakta...
Kuyruğunu dik tutuyor.
***
Şimdi anlatabiliyor muyum; hâla MAHREM FETÖ’nün niçin beni öldürme peşinde olduğunu?
Çünkü FETÖ ve MAHREM FETÖ demek; Devlet Adına Devlete Rağmen Terör, demek.
Gladyo, demek.
ainan_02@hotmail.com