Ülkemizde yaşayan her bireyin tek düşüncesi geçinebilmek ve ay sonunu getirebilmektir. Öylesine zor günler yaşıyoruz ki; emekliler ve asgari ücretliler çok zor günler geçiriyor. Hayatı boyunca çalışan bir insanın emekli olduktan sonra tek istediği emekliliğinde rahat edebilmektir. Ancak ülkemizde şu anda insanların emekli maaşıyla geçinmesi mümkün değildir. Ancak günümüzde her emekli bir ek iş yapmazsa asla geçinemez. Ülkemiz ne yazık ki böylesine bir duruma geldi.
Bundan yıllar evveline gittiğimizde 90’lı yıllarda bu kadar hayat pahalılığının olduğuna şahit olmuştuk. Ancak o zamanki hayat pahalılığı bu kadar uzun süreli yaşanmamıştı. Çiller krizini yaşayanlar bilirler, o dönemde bir hayat pahalılığı oldu. Ancak birkaç yıl sonra o hayat pahalılığı bir şekilde düşüşe geçti. Fakat günümüzde aynı bir durum söz konusu değil, bugün aldığınızı yarın alamıyorsunuz. Bu durum daha ne kadar sürer bunu da bilende yok.
Keşke bu hayat pahalılığı kısa süreli olmuş olsaydı da bugün bu tablo yaşanmamış olsaydı. Fakat birkaç yıldan bu yana devam eden hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Artık aile boyu bir lokantaya gitmek lüks oldu. Birkaç yıl öncesinde insanlar ailesiyle birlikte lokantalara giderken, bugün ise tek kişi bile lokantaya gitmeye çekiniyor. Bunun sebebi insanların aldıkları maaşlarla geçinememesidir. Günümüz Türkiye’sinde emeklilerin yaşadıkları hayat zorlukları daha çok konuşulacak gibi.
Ülkemizde emeklilerin yaşadıkları sorunlar hemen her gün televizyon kanallarında konuşuluyor. Fakat bir türlü emeklilerin sorunlarına çözüm bulunamıyor, hayat pahalılığı konusunda bin önlem alınmazsa emekliler çok zor bir hayatı yaşayacaklar. Yaşı genç olup da çalışan insanların birden fazla işte çalışarak geçimini sağlamaları mümkün olabilir. Emekli olan bir insan ancak sağlıklı yaşayabilmek için mücadele verebilir. Çünkü 60 yaşından sonra insanlarda birden fazla hastalık ortaya çıkar. Anlayacağınız emekli olan bir kişinin çalışmasını düşünmek pek de mantıklı değil.
Bu konuyu aylar önce köşe yazımda kaleme almıştım. Aradan geçen onca zamana rağmen değişen bir şeyin olmadığını görüyorum. Bundan aylar önce de emeklilerin geçim derdi konuşuluyordu, bugün de konuşuluyor. Rahmetli usta sanatçı Levent Kırca’nın yıllar önce çekmiş olduğu parodilerinde emeklilerin yaşadıkları sorunları ekrana taşımıştı. Demek ki; o tarihlerde de bugünkü gibi sorunlar yaşanıyormuş.
Bu konuda sayfalarca köşe yazısı yazsam yazabilirim. Çünkü ülkemizde vatandaşların tek sorunu geçim derdidir. Ülkemizde bu konunun daha çok gündemi meşgul edeceği görünüyor. Ülke ekonomisinin geldiği bu noktada yaşam standardının iyi olduğunu söylemek oldukça zor. Bu konuda hangi emekliye mikrofon uzatırsanız uzatın aynı cevabı alırsınız. Ayrıca ülkemizde hemen hemen her ürüne gelen yüksek zam oranları karşısında emeklilerin serzenişte bulunması oldukça normal bir durum.
6 Şubat depremleri sonrasında deprem bölgelerinde ev kiraları konusu başlı başına bir sorun. Birçok vatandaşımız bu ev kiraları konusunda oldukça tepkili. Aldığı maaşla ancak geçimini sağlamayı düşünen bir emeklinin bir de ev kirasına gelen zammı düşünün. Bir de emeklinin çocukları üniversitede okuyorsa vay haline. Çünkü aldığı maaşla ev kirasını veremeyen bir emeklinin çocuğunu okutması için para bulması da oldukça zor bir durum.
2025 yılına girmemize sayılı günler kala bütün Türkiye’nin gözü emekliye ve asgari ücretliye gelecek olan zam oranında. Bakalım yeni yılda emekliye ve çalışanlara ne kadar zam yapılacak? Bu zam oranını hep birlikte göreceğiz. Burada görev işçi sendikalarına düşünüyor. Sendika yetkililerinin üyelerinin haklarını masada iyi savunarak işçilere verilecek olan oranını belirlemeleri gerekir. Bu arada bir konuya parmak basmak isterim.
Türkiye’de işçi sınıfının yaşadığı hayat zorluluğuna baktığımızda hemen hemen her dönem bu sorunların yaşandığını görüyoruz. Türk sinemasının usta oyuncularından Cüneyt Arkın’ın, Tarık Akan’ın, Kemal Sunal’ın ve Şener Şen’in filmlerinde işçi sınıfının yaşadıklarının sinemaya uyarlanmasını çok iyi görebiliyoruz. 70’li ve 80’li yıllarda çekilen bu filmlerde köylerden büyük bir umutla metropol şehirlere gelen insanlarımızın yaşadıkları sıkıntılar çok iyi anlatılıyor. Aslında o günün koşullarında çekilen filmler hayatın ta kendisini anlatmıştır.
Köylerde yaşayan her insanın tek hayali şehirde yaşamaktır. Aslında köyde hayat daha güzeldir, bunun sebebi köylerde hayatın daha ucuz olmasıdır. Şehirde ise yaşam çok zordur. Ev kirası, faturalar, çocukların servis ücretleri derken ay sonunu görmek mümkün değildir. Bu konuda rahmetli usta sanatçı Kemal Sunal’ın başrolünde oynadığı “Öğretmen” filmi de çok büyük bir yapıttır. Kemal Sunal filminde büyük şehirlerde yaşamın çok zor olduğunu anlatır. Bugün de aynı şekilde büyük şehirlerde yaşamak zordur.
karakusemin865@gmail.com