Okul olgunluğu; çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi açısından belirli bir düzeye gelmesi, okulda kendisinden beklenenleri başarılı bir şekilde yerine getirmeye hazır olmasıdır. Okula karşı geliştirilen ilk yıllardaki olumsuz algı kişinin tüm akademik yaşantısına etki eder. Ebeveynler; çocuklarının tüm gelişim alanlarında yaşantılarına paralel gelişim sergilediklerine emin olmalıdır.
Okul olgunluğu olan çocuğun zihinsel gelişimi adına; görsel ve işitsel algılama yeteneğinin iyi olması, algıladıklarını belleğinde tutabilmesi, mantıklı düşünebilmesi ve neden sonuç ilişkisi kurabilmesi, yeterli kavram bilgisine de sahip olması gereklidir. Peki, çocuğumuzun okul olgunluğuna ulaşıp ulaşmadığını nasıl anlarız? Bedenini rahat kullanmalı. Bedensel koordinasyonunu sağlaya bilmeli.
Kalemi tutup yazabilecek ince kas gelişimine sahip olmalı. Dil gelişiminde, yeterli kelime hazinesine sahip olmalı. Sosyal ve duygusal gelişim bağlamında yeterli özgüvene sahip olmalı. Anne ve babasıyla güvenli ilişki kurmuş olmalı. Güvenli ayrılığı başarabiliyor olmalı. Sorumluluk alabilmeli. Yaşıtlarıyla rahat sosyal ilişkiler kurabilmeli ve ilişkileri sağlıklı sürdürebilmeli. Sosyal problemleri ve problemleri çözebilme yetisine sahip olmalı. Grup etkinliklerinde sakin bir şekilde oturabilmeli.
Yönergeleri dinleyip, uygulayabilmeli. Temizlik, beslenme, giyinme ve dinlenme gibi alanlarda kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeli. Yetersizlik yaşayan çocuklar desteklenmeli. Bireysel farklılıklar nedeniyle okul olgunluğunun çocuktan çocuğa değişmesiyle birlikte, bireysel farklılıklarda olgunluğu etkiler. Çocuğun okula hazır olup olmadığı, okula hazırlık testleri ve gelişim değerlendirmeleri ile mümkün olabilmekte. Belirli alanlarda yetersizlik yaşayan çocukların okul sürecinde de desteklenmeleri gerekir.
necmettingursoy@hotmail.com