Kıymetli Okuyucularım, Ömür dedikleri iki kapılı han felsefesini Âşık Veysel ne güzel de ifade etmiş...
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece…
Şu iki kapılı handa asıl olan nedir bilir misiniz?
Asıl olan, bize verilen ve iki kapılı, yani doğum ile ölüm kapısı arasına sıkıştırılmış ömrün kadrini bilmektir.
Asıl olan, kadrini bileceğimiz sonsuz nimetlerle donatılmış ebedi hayatımızı, yani ahiret hayatımızı, çok az bir meta (geçim, kullanım), süre, oyun ve eğlence olan şu sürgün hayatımıza değiştirmemektir.
Asıl olan gönderilen kitaplara, gelen elçilere kulak kabartıp imtihan dünyasında uyanık olanlardan olmaktır.
Asıl olan bu dünyada kaybetsek bile ebedi hayatta kazanabilmektir.
Asıl olan huzura varıldığında yüzü kara çalanlardan değil yüzü güleç olanlardan olabilmektir.
Asıl olan mahşerin meydanında getirdiklerine ve getiremediklerine baktığı zaman keşke demeyenlerden olabilmektir.
Asıl olan ömür sermayesine gözü gibi bakabilmektir.
Ömür Sermayesi…
Sermaye ticaretin olmazsa olmazıdır, kıymetli okuyucularım. Az da olsa sermayesi olmayan bir insan asla ticaret yapamaz. Hal böyle iken Allah ile olan ticaretimizin de sermayesinin olması muhakkaktır. Evet, yanlış okumadınız. Kul, Allah ile ticaret yapan er kişidir. Zira Rabbimiz bizzat Kur’an’da bu ticaretin esaslarını belirlemiştir.
“Ey iman edenler! Sizi, elem verici azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve resulüne iman edersiniz, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edersiniz. Bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. O sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, adn cennetleri içindeki güzel köşklere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.” [Saf suresi 10-12]
Öyle bir ticaret ki sonunda kazanç olarak cennetler var. Böyle bir ticareti kim yapmak istemez ki! Peki, bu kutlu ticarette sermayemiz ne ola onu da konuşalım biraz.
Allah kendisi ile ticaret yapmamız için bizlere tek sermaye olarak ömrümüzü vermiştir. Âşık Veysel’in iki kapılı han olarak tariflediği ömür sermayemiz. Geriye dönüşün olmadığı, gidenin geri kazanılamadığı, biriktirilemeyen tek sermaye olan ömür sermayemiz.
Evet, zamanla sınırlı olan ömrümüz tam da bunu ifade eder. Böyle bir sermaye, kazanımı garanti olduğu kadar aksi halde iflasının da mukadder olduğu ticaretin sermayesidir.
Allah’a güvenmek…
Sermayeyi veren O’dur. Ticaret sonucu kazanacaklarımızı bize vadeden de O’dur. “Kim Allah’tan daha fazla sözüne bağlı olabilir! O halde yaptığınız bu alışverişten ötürü sevinin. İşte büyük bahtiyarlık da budur.” Mealindeki ilahi sözler, öyle bir meltem estirir ki bu melteme kanmamak akıl işi değildir.
Düşünün ki ticaret yaptığınız kişi sözüne çok sadık, güvenilir bir satıcı olsun. Hangi kişi onunla ticaretten vazgeçebilir. Onca cazip teklifi ve en önemlisi de kazancı garanti olan bir alışverişi elinin tersi ile kim reddedebilir. Böyle birisini tanıyor musunuz ya da böyle birisinin olabileceğini tahayyül edebilir misiniz?
Allah’ın sözüne -ki sözünde en sadık olan O’dur.- itimat etmeyen birisinin sonunu düşünebiliyor musunuz?
İflasların en büyüğünü yaşamak, keşke toprak olsaydım deyivermek, yok olaydım diye feryat etmek. Bu mudur amacımız? Hedefimiz bu mu? İşin sonunda sevinmek mi yoksa karalar bağlamak mı?
Sevinmek istiyoruz öyle değil mi?
O halde tek sermayemiz olan ömrün kadrini bilmek, anın vacibine kanarak yapmamız gereken amelleri ortaya koyarak sermayemizi artırmanın yollarını bulmak durumundayız.
Bunun için de en başta zaman yönetimi konusunda dikkatli, azimli ve sebatkâr olmalıyız. Yazımız bize bahşedilen ömür sermayesinin yani zamanımızın farkına varmayı amaçladığı için zaman yönetimi bahsine girmeyeceğim ama size işe nereden başlayacağınızı çok kısa söyleyebilirim.
İyi bir zaman yönetimi namazları vaktinde kılmakla başlar. 24 saatin ana hatlarını namaz vakitleri üzerine yerleştirin gerisi evelallah kendiliğinden gelecektir.
Kıymetli Okuyucularım,
Anın vacibine kanacağız. Dem bu demdir diyeceğiz. Önceliklerimiz olacak, her şeyi sırasına göre tertip edeceğiz. Başta namazla birlikte amellerin tayin edildiği vakitlere göre bir yaşam biçimi edineceğiz. Güneşin üzerine doğacak, boş işlerden yüz çevirecek, bir işten yorulduk mu başka işlere koşturacağız.
Koşanlardan, koşturanlardan olmak duasıyla…
Ailecek sağlıcakla kalın…
huseyinalitamer@gmail.com