Geçen yıl yaşamış olduğumuz 6 Şubat depremleri sonrasında dini bayramlarımızı buruk yaşamıştık. Adıyaman’da yaşayan insanlarımız Ramazan ve Kurban Bayramı’nda mezarlıklara giderek yakınlarının kabirlerini ziyaret etmişti. Bu yılda aynı şekilde Ramazan Bayramı’nda insanlarımız kabir ziyaretleri gerçekleştirerek göz yaşı döktüler. Aynı şekilde Kurban Bayramı’nda da insanlarımız deprem şehitlerinin kabirlerini ziyaret edecektir. Bu acı asla unutulacak bir acı değildir. Allah bir daha bu gibi acıları hiç kimseye yaşatmasın. Ne zaman depremde yaşananlar aklıma gelse göz yaşlarımı asla tutamam. O günlerde yaşananlar asla unutulmaz ve unutulmayacaktır da.
Adıyaman’da bayramlar hüzün içerisinde geçeceği gibi o eski günler gibi neşeli günlerin pek de olacağı kanaatinde değilim. Çünkü hangi eve gitseniz mutlaka bir yakınını depremde kaybetmiştir. Hani derler ya; “Ateş düştüğü yeri yakar” Aynen de öyle o acıyı yaşayan bilir. Deprem acısı öyle bir acıdır ki; ne unutulur ne de hafızalardan silinir. Eskiden bayram öncesinde insanlar hazırlıklarını yapardı. Şimdilerde ise bayramlar o kadar ki yaşanıyor. Umarız bir gün gelirde o eski bayramları tekrardan yaşarız. Bundan bir yıl öncesinde Adıyaman’da hayat çok güzeldi. Akrabalık ve komşuluk ilişkileri her zaman örnek gösterilirdi.
Şimdilerde ise bayramlar durgun ve hüzünlü geçiyor. Keşke bu depremler yaşanmamış olsaydı da o eski günlerimize tekrardan dönebilseydik. Fakat hayat bir şekilde insanlara bazı acıları yaşatıyor. Bu acılarda insanların yüreklerini dağlıyor. Demek ki; bizlerde bu dünyada böylesine 6 Şubat gibi acı bir depremi yaşayacağız ve bu acılara şahit olacağız. Deprem konusu asla unutulacak bir konu değildir. O soğukta insanların nasıl bir acı yaşadıklarını gözlerimin önüne getirdiğim de donup kalıyorum. Fakat depremin üzerinden 1 yıla aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen halen yeni yeni tanıdığımız bazı kişilerin depremde öldüğünü duyuyoruz.
Yani çevremizde neredeyse insan kalmadı. Depremde hayatını kaybeden insanlarımızla birlikte Adıyaman ilimizi terk eden insanlarımızda oldu. Bu durumda evini kaybeden bazı insanlarımız farklı illere taşınmak zorunda kaldılar. Adıyaman ilimizde yaşayan insanlarımızın bir bölümü de konteynır kentlerde yaşamlarını sürdürüyorlar. Hayat bir şekilde devam ediyor. Bizlerde bu hayat akışı içerisinde yaşamımızı sürdürüyoruz. Bir gün Adıyaman’da insanlar evlerine geçince hayatta normale dönecektir. Ayrıca bazı insanlarımızda memleket hasretine dayanamayarak yeniden illerine dönüş yaptılar. İnsanın tek huzur bulduğu yer kendi yaşadığı ildir. Bunun için herkes kendi ilini çok sever.
Köşe yazımın sonlarına doğru gelirken önemli bir konuyu da dile getireyim. Adıyaman’da yaşayan birçok vatandaşımız beni yolda görürken bazı konuları bana iletiyorlar. Bu konular arasında bir konuyu köşe yazıma taşımam gerektiğini düşündüm. Öncelikle Adıyaman ilimizde yaşayan çocuklarımızın deprem psikolojiden kurtulabilmesi için bu yaz mevsiminde ülkemizin farklı illerine gezi kapsamında götürülmeleri gerekir. Devletimizin her ilde yurtları olduğu için başta konteynırlarda kalan çocukların Türkiye’nin farklı illerinde tarihi ve otantik mekanlarına götürülmesi çocuklar açısından çok faydalı olacaktır. Bu konuda hem ailelerin hem de çocukların talebi var. Bu konuyu yetkililerin dikkate alması gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer köşemde de farklı konulara dikkat çekeceğim.
huseyin.tur3434@gmail.com