DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
İbrahim Akkaş
İbrahim Akkaş
Giriş Tarihi : 08-02-2025 21:36

Kürt Sorununa Tarihsel Bakış

PKK, Türkiye'de 27 Kasım 1978 Diyarbakır'ın Lice İlçesi Fis (Ziyaret) Köyü'nde kurulmuştur. Ortaya çıkmasıyla beraber hızlı bir şekilde yayılmış olup, Türkiye, Avrupa'da hem de Orta doğu bölgesinde etki göstermeye çalışmıştır. Örgütün kuruluş amacındaki iddiası; Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada sömürülen ve hakları tanınmayan veya elinde alınan Kürtlerin hakkını savunma amacıyla kurulduğunu belirtir. Aynı şekilde Kuzey Irak, İran ve Suriye’deki Kürtleri kapsayacak şekilde bir devlet kurma amacını güder. 1990’lara gelindiğinde Kürt sorununu problemi de önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Artık sorunun yayılmasıyla birlikte dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal olmak üzere diğer siyasal aktörler tarafından da Kürt sorunun varlığı kabul edilmiş olup, soruna çözümler aranmaya başlamıştır. Bu aranan çözümler ya bir engellemeyle kalmış ya da çözümler yüzeysel bir şekilde ele alındığından söylem düzeyinde kalmıştır.  Söz konusu bu dönemde Türkiye’nin batısında bu olaya milliyetçilik gözüyle bakıldığından dolayı Kürt sorununun çözümünün PKK'nın bitirilmesiyle çözüleceği yönünde bir algı da meydana gelmiştir. Bu dönemde Özal, Kürt sorununa çözüm olarak Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyanın probleminin ekonomik geri kalmışlığı ve eğitim yetersizliği ve alt yapı sorunları olmak üzere özellikle etnik bir kimlik sorunu olarak demokratikleşme ve çözüm bulma çerçevesinde yaklaşmıştır. Turgut Özal, Türkiye'de bir Kürt meselesini ve bu Kürt meselesinin çözülmez ise Türkiye Cumhuriyeti Devletini kangren oluşturacağını belirtmiş olup, çözüme yönelik olarak en güçlü iradeyi ortaya koymuştur. Yine o dönemde Org. Eşref Bitlis, Özal'a yazdığı mektupta, terörü bitirmeye yönelik olarak 4 madde sunmuştur.

1-Devletin bölge halkını kazanması ve kucaklaması gerekir.

2-Terör yalnızlaştırılmalı bunun için maddi ve manevi destek veren unsurların yok edilmesi gerekir.

 3- Terörün lider kadrosunun dağılması gerekir.

 4-Terörün bitirilmesine yönelik olarak öncelik olarak komşu ülkelerle iş birliği içerisinde olması gerektiğini savunmuştur.

Bu yapılan tespit ve öneriler Org. Eşref Bitlis’linin hayatına mal olmuştur. 7 Şubat 1993 tarihinde içinde bulunduğu uçağın bilinmeyen nedenlerle düşmesi sonucu ölmüştür.

Yine başka bir öneri ise 1989 yılında hazırlanan “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin Doğu ve Güneydoğu Sorununa Bakışı ve Çözüm Önerileri Raporu (1989) bu rapor genel anlamda şunları içermekteydi. Sorunun nedeni olan devletin Kürt kimliği ve dilini tanıması bundan dolayı ana dilde eğitimin serbest hale getirilmesi bu bölge yaşanan kısıtlamaların (OHAL) olmak üzere güvenlik adı altında bölge halkını zora sokan bütün kısıtlamaların ortadan kaldırılması, bölgede sansür ve sürgün olaylarının, işkence, toplu gözaltı ve köy boşaltmalarla raporda dile getirilmiştir. İktisadi anlamda da ekonomik refahın düzelterek işsizlik ve yoksulluğun önüne geçilmesi şeklinde devam eden önerilerde bulunmuş fakat hiçbir zaman bu öneriler ne yasal hale geldi ne de daha çok açık bir şekilde çok gündeme geldi. Bunun nedeni ise CHP’nin, Kürt meselesinde bugüne kadar izlediği merkeziyetçi, tekçi politikalar olmasından kaynaklanıyor.

Devletin Aralık 2012’de tarihinde MİT aracılığıyla Abdullah Öcalan’la görüşmesiyle beraber bu süreç açık bir şekilde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “silahların susacağı” günlere ilişkin umutları dile getirmiş yine 28 Aralık’ta ise dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT’de katıldığı programda “ada ile görüşüldüğünü” belirtmiştir. Bu şekilde süreç hızlı bir şekilde yol almaya başlamıştır. Bu istikamette 2013 Ocak ayının başlarında BDP tarafından belirlemiş olan bir heyet de Abdullah Öcalan’la görüşmek üzere İmralı Adası’na gitmiştir. Bu gelişmeler birlikte bu süreç isimlendirilmeye başlanmıştır. Bu isimlendirme “çözüm süreci”, kimilerine göre İmralı Süreci olarak da isimlendirilmiştir. O dönemde bu soruna çözüm bulmak adına Türkiye’nin önde gelen bilim insanları sanatçılar, yazarlar belirlenerek “Akil İnsanlar Heyeti” oluşturulup, bu heyet Türkiye’yi dolaşmaya başladı. Bu süreçte çatışmanın sonlandırılması amacıyla üç aşamalı plan şu şekilde tasarlanmıştır:

  1. PKK örgüt yönetici ve unsurlarının Türkiye topraklarından çekilmesi
  2. Aynı şekilde hükümette bu süreçte demokratik reformları hızlandırması
  3. Ülkede silahsızlanmanın son verilmesi/bitimiyle PKK unsurlarının siyasi ve sivil hayata entegrasyonu başlanması için yasal zeminin oluşturulması

Çözüm sürecinin sonlanması ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Mart 2015 tarihinde Dolmabahçe toplantısını doğru bulmadığını belirtmesi üzerine çözüm süreci sona doğru yol almaya başladı. Buna karşılık olarak ise 7 Haziran 2015 tarihinde seçimlerinde HDP’nin yüksek bir oy oranı alması ve AKP’nin tek başına hükümeti kuramamasıyla beraber bu çıkmazda bir yanda çözüm süreci, bir yanda HDP’nin “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı ile çözüm süreci çıkmaza girmeye başladı.  Çözüm sürenin sonu olarak kabul edilen olay: 22 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memuru yaşadıkları evde başlarından vurularak öldürülmüş şekilde bulunmalarıyla olayın PKK’nın yaptığı şekilde basına yansımasıyla beraber, çözüm süreci rafa kaldırıldı.

Esas itibariyle terör sorununu bitirme adına başlayan sürece baktığımızda bunu ikiye ayırabiliriz: 1- AKP öncesi çözümler ve öneriler 2- AKP döneminde (2016 öncesi) Kürt soruna çözüm şeklinde ayırabiliriz. AK Parti öncesi Kürt sorununa çözümlere baktığımızda: Kürt meselesine yönelik çözümler ve projeler yüzeysel kalmış veya rapor düzeyinde bırakılmıştır. Kimi projeler de yarım bir şekilde kalmıştır.

AKP döneminde yapılan Kürt meselesine çözüm ise bir bütün olarak devletin tüm kurumlarıyla başta TBMM olmak üzere süreci zemine yayarak çözme yerine, süreci daha çok parti düzeyinde kontrol etmeye çalıştı. AKP bunu bilinçli bir şekilde yapmaya çalıştı. AKP, süreci kapalı kapılar adına saklayarak, sürecin detayları, yapılması gereken adımlar ve çözümler gizli tutulmaya çalışıldı. Gerçek anlamda bir çözüm adımı atılmamıştı. Örneğin bu süreçte terör tanımın yeniden yasalarla tanımlanması, bu bölgede terörden dolayı ekonomi anlamda canlanma sağlayacak yatırımların yapılmaması, Türkiye Cumhuriyeti her bir ferdin dil, din ırk hakkının anayasal korumanın altına alınmasıyla ilgili olarak bir çaba gösterilmemiştir. Bu süreçte sorununun çözümü yönünde hiçbir anayasal ve yasal adım atmadan, hareket etmiştir. Çözüm sürecini bir ülke meselesi olarak değil bir oy kullanma amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Bir başka deyişle, AKP çözüm sürecini kalıcı bir barış yapmak yerine süreci araç olarak kullanmayı tercih etmiştir. Böylelikle çözüm süreci de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

ibrahimakkas_02@hotmail.com

İBRAHİM AKKAŞ

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1GALATASARAY2771
  • 2FENERBAHÇE2561
  • 3REEDER SAMSUNSPOR2650
  • 4BEŞİKTAŞ2644
  • 5İKAS EYÜPSPOR2643
  • 6GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ2638
  • 7GÖZTEPE2536
  • 8RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ2636
  • 9TRABZONSPOR2635
  • 10KASIMPAŞA2735
  • 11ÇAYKUR RİZESPOR2733
  • 12ONVO ANTALYASPOR2733
  • 13TÜMOSAN KONYASPOR2731
  • 14CORENDON ALANYASPOR2731
  • 15SİPAY BODRUM2730
  • 16NET GLOBAL SİVASSPOR2627
  • 17BELLONA KAYSERİSPOR2627
  • 18ATAKAŞ HATAYSPOR2516
  • 19ADANA DEMİRSPOR26-2
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA