Küreselleşen dünyada ekonomi ve siyasi olarak ülkeler rekabet edebilme adına veya siyasi güç elde edebilme adına, ülkeler güçlerini birleştirerek grup şeklinde hareket etmektedir. Bu grup oluşturmanın temel sebeplerinden biri olarak, ticaret gelmektedir. Avrupa Birliği bu anlamda dünyanın en büyük birliği olup, 27 ülkeden meydana gelmektedir. Dünyanın süper gücü olarak lanse edilen ABD tek başına görünse de her zaman Avrupa Birliğiyle birlikte hareket etmiş aynı şekilde politikalarına da yön vermektedir. Avrupa Birliğinin ABD ile olan askeri birlik olan NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) genelde Avrupa Birliği ülkelinden oluşan 32 üye ülkeden meydana gelmektedir. ABD’nin başını çektiği arkasındaki en büyük destekçisi olan Avrupa birliğinin ticaret savaşları başta Çin’ ve sonrası Rusya’ya karşı uygulansa da daha çok gelişmekte olan ülkeleri ekonomi anlamda daha çok etkilemektedir. BRICS’in oluşumu daha çok bu nedenden dolayı BRİCS’i meydana getirtirmiştir. Oluşumun amacı ABD ve AB karşı ekonomik ve siyasi sistemin alternatif bir güç merkezi olarak ortaya çıkmıştır.
BRİCS’e üye dediğimiz bu grubun üyesi olan ülkeler İngilizce adlarının baş harfleriyle bilinirler. Bu topluluğa üye olan ülkeler: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası konularda daha çok söz sahibi olması hedefiyle Haziran 2006'da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu'nda kuruldu. Birlik 2010’da Güney Afrika’nın birliğe girmesiyle BRICS şeklini aldı. Bu iş birliğinin siyasi ve iktisadi anlamda iş birliği yapılmasıyla birlikte aynı şekilde küresel anlamda da ülkelerin ortak çıkarlarının korunması amacını taşımaktadır.
Son zamanlarda 75 Yıla yakın Avrupa Birliği serüvenini bitirmek isteyen Türkiye yönünü Avrupa Birliğinden BRİCS'e üyeliğine doğru Çevirmesi doğru mudur? Bu gelişme yıllardır yönümüzü ticari, teknoloji, eğitim ve birçok alanda Avrupa üyesi ülkelerle iş birliği içerisindeyken böyle bir durumda Türkiye zarar mı eder fayda mı sağlar? Biri batı dediğimiz 27 ülkeden oluşan Avrupa birliğidir ki üyeleri genel anlamda gelişmiş ülkelerden meydana gelmektedir. Avrupa birliği ülkeleri kültür ve eğitim olarak birbirine benzer iken BRİCS ülkeleri ise kültür ve coğrafya olarak birbirinden farklı yapıdadır. Avrupa birliğinin neredeyse 75 (1951) yıllık bir geçmişi var iken, BRİCS'in 18 yıllık tarihi var.
Avrupa Birliği üye ülkeler hukuk, demokrasi ve insan haklarının geliştiği üyeler iken, BRİCS üye ülkeler, genelde göstermelik demokrasi, insan hakları ve hukuk sistemleri var. Aynı şekilde birliğin başını çektiği Çin ve Rusya despot bir yönetim sitemlerine sahiptirler. BRİCS ülkeleri vatandaşları genelde Avrupa Birliği üyesi ülkelere göç etmektedirler. Ayrıca göçün yanında beyin göçüde yaşanmaktadır.
Türkiye son dönemlerde yaşadığı dış politika manevraları çok dikkat çekicidir. Dış politika yapılırken ince eleyip sık dokumak gerekir. Dış politika yapılırken kişilerin duyguları değil, devletin yararının dikkate alınması gerekir. Bu anlamda dış politika yaşanan başarısızlıklar ülkemizin geleceğinde önümüze büyük bir maliyet olarak gelecektir. Türkiye’de son yıllarda dış politikada yaşanan başarısız örnekler: Cemal Kaşıkçı cinayeti ve sonrasında Suudi Arabistan’la yaşanan diplomatik hatalar, Mısırda darbeyle hükümet başına gelen SİSİ olayı, Suriye meselesi, Libya’ya NATO’nun girmesine onay verilmesi gibi… bu başarısızlıklarla birlikte BRİCS topluluğa üye olmak dış politikada sonunu hezimet mi zafer mi getirecek sorusu esasında ülkemizde dış politika yapılırken dikkate alınması gereken öncelik olarak; siyasi ve ekonomi alanında uzman kişilerce analizleri yapılırsa görünen köy kılavuz istemez misali ekonomik anlamda, eğitim anlamında teknolojik anlamda en önemlisi de dış politikada ülkelerin kazan kazan politikasını göz önünde tutulursa hata riski azaltılmış olur.
Sonuç olarak AB mi BRİCS mi üye olması sorusunun cevabı bizi ve gelecek nesilleri etkileyecek bir karardır. Bu karar verilirken siyasi iradenin keyfi ve kişisel duygularla hareket etmemesi, bu karar alınırken akli selim bir şekilde bir kişinin ağzından çıkacak şekilde değil de TBMM’nin milletvekillerinin çoğunluğunun düşünce ve kararları doğrultusunda ya da bir referandumla alınmalıdır. Ünlü ekonomist Daron Acemoğlu’nun Murat sabuncu’ya verdiği röportajında da dediği gibi “Dünyanın gelişmekte olan ülkelerin sesine ihtiyacı var, ama o ses için BRICS doğru yer değil”
ibrahimakkas_02@hotmail.com