Cami sayıları üzerinden öteden beri birtakım algı ve Manipülasyon yöntemlerine şahit olmaktayız. Bir kısmı kasıtlı yapılmakta olup bir kısmı da bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Şöyle ki ülkemizin camilerinin %75'i hala köylerdedir, %25'i şehirlerdedir. Bu nedenle Diyanet teşkilatının %75'i köylerde görev yapar %25'i şehirlerdedir. Halkın nüfusunun 2000'li yıllardan sonra %75'i şehirlere göç etmiş olmasına rağmen şehirlerde artan nüfusa oranla cami artışında beklendiği gelişmeyi görememekteyiz.
Ancak 10 haneli bir köyde dahil köylünün çoğu kentlere göç etmiş olmasına rağmen açık Camisi bulunmaktadır. Aynı şekilde 20.000 öğrencinin görev yaptığı Adıyaman Üniversitesi'nde bir tek Cami bulunmaktadır. Yine Galericilerle birlikte bin civarında iş yerinin bulunduğu, On binlerce insanın günlük giriş çıkış yaptığı sanayi sitesinde bir cami bulunmaktadır. Altınşehir mahallemiz tek başına bir ilçe büyüklüğünde olmasına rağmen ve her bir binada/sitede bir köy kadar hane ve nüfus bulunuyor olmasına rağmen yeni yapılan 2 tane cami ile birlikte ancak 4 camiye kavuşmuştur. Bu nedenle 1954 yılında Adıyaman il olduğunda nüfusu 10-15 bin civarındayken 15 tane camisi bulunmaktaydı. Yani bin kişiye bir cami çok rahat düşüyordu. Ama şimdi 200- 250.000 kişisinin olduğu şehir merkezinde 80 civarında Cami bulunmaktadır. Geldiğimiz noktada bu nüfusa ve bu artışa rağmen cami sayısındaki yetersizlik dikkate alınmalıdır.
Verilen rakamlar deprem öncesine ait idi. Depremden sonra nüfusta ciddi bir dalgalanma oldu. Vefat edenler, göç edenler, göç edip tekrar gelenler, iş nedeniyle il dışından Adıyaman’a gelenler vs. Adıyaman merkezdeki camilerin %70'i yıkılmış, ağır hasarlı, orta hasarlı olan ve mahkeme sürecinde olanlar da eklenirse Cami konusunda da gerçekten ciddi bir mağduriyet yaşanmaktadır. Ulucami, Kap Camii, Hoca Ömer camii, Musalla Camii gibi Camiler Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup restorasyon çalışmaları da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Camilerimiz genellikle halk tarafından yapılır, halkın yardımlarıyla yapılır ve halkın hizmetindedir. Çok merkezi camiler, bazı üniversite camileri gibi sembolik camiler kamu bütçesiyle yapılır ki onlarda bile halktan toplanan yardımların katkısı küçümsenmeyecek orandadır. Bu nedenle unutulmaması gereken temel nokta şudur: Camiler halkındır, halk tarafından yapılır ve halkın din eğitimi, din hizmetleri için vazgeçilmez yapılardır.
Bunun yanında bu camilerden bahsederken lütfen politik ve ideolojik kaygılarımızı bir tarafa bırakalım. Gayri Müslim Norveç Devletinin Kilise, Cami ve diğer ibadethanelere yıllık üye başına hangi yardımları yaptığını görüyoruz. Ülkemizin bu konuda sınıfta kaldığını açık yüreklikle belirtiyoruz. Bu nedenle kardeşliğimizin, huzurumuzun kaynağı bu yapılara karşı daha saygılı ve hürmetli olmaya çalışalım.
saitali_02@hotmail.com