Bir çocuk yemek yemediğinde, annesi "Bari eline tableti vereyim de ekrana bakarken ağzına birkaç lokma atayım" diye düşünür. Baba, uzun bir iş gününün ardından yorgun argın eve geldiğinde, "Çocuk sesi duymayayım" diyerek telefonunu ona uzatır. Büyükler misafirlikte rahat oturabilmek için, arabada yolculuk sırasında sükûnet sağlamak için çocukların eline ekranlı cihazlar verirler. O an için çözüm bulunmuştur; çocuk susmuş, yemek yemiş, huysuzluğu kesilmiştir. Ama bu, uzun vadede neye mal olmaktadır?
Ekran bağımlılığı, çocuklarımızın gelişimini birçok açıdan olumsuz etkilemektedir:
1. Zihinsel ve Akademik Gelişim: Sürekli dijital içerik tüketen çocuklar, dikkat süreleri kısalmış, okuma ve öğrenme alışkanlıkları zayıflamış bireyler haline gelirler. Hızla değişen görsellere alışan beyinleri, klasik öğrenme yöntemlerine sabır gösteremez.
2. Sosyal Becerilerin Zayıflaması: Sokakta oyun oynayarak, arkadaşlarıyla vakit geçirerek öğrenmesi gereken sosyal becerileri, ekrana bakarak edinemeyen çocuklar, ilerleyen yaşlarında asosyal, iletişim kurmakta zorlanan bireyler olabilirler.
3. Ruhsal ve Duygusal Etkiler: Dijital dünyanın sunduğu hızlı haz ve renkli içerikler, gerçek hayatın doğal akışını sıkıcı hale getirebilir. Sürekli ekran başında olan çocuklar, sabırsız ve çabuk sıkılan bireylere dönüşebilirler.
4. İbadet ve Maneviyat Üzerindeki Etkileri: Çocuk, ekran karşısında saatlerce vakit geçirirken Kur’an öğrenmeye, namaza alışmaya, dua etmeye vakit bulamaz. Manevi değerlere ilgisi azalır.
Anne Baba Olarak Ne Yapmalıyız? İnternetten de yararlanarak edindiğim öneriler şunlardır:
Kurallar Koyalım: Dijital cihaz kullanımına sınır getirelim. Günlük belirli bir süreyi aşmamasına özen gösterelim.
Alternatifler Sunmalıyız: Çocuğunuzun ilgisini çekecek fiziksel ve zihinsel aktiviteler bulmalıyız. Kitap okumaya teşvik etmeli, açık hava oyunlarına yönlendirmeliyiz.
Rol Model Olmalıyız: Çocuklar, anne babalarını taklit eder. Eğer ebeveynler sürekli telefon, tablet kullanıyorsa, çocuklarına “Sen ekran başında çok durma” demeleri etkili olmayacaktır. En güzel nasihat örnek olmaktır.
Manevi Eğitime Önem Vermeliyiz: Çocuklarımıza küçük yaşta dua etmeyi, Kur’an okumayı, namazı sevdirmeliyiz. Manevi bir bağ kurmalarına yardımcı olmalıyız.
Sonuç olarak, çocuklarımıza duyduğumuz merhamet, onları tembelliğe, asosyal yaşama ve bağımlılığa itmemelidir. Onlara acıdığımız için verdiğimiz ekranlar, onların çocukluklarını ellerinden alıyorsa, aslında iyilik değil, farkında olmadan zulmediyoruz . Gerçek sevgi ve merhamet, onların sağlıklı, bilinçli ve erdemli bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır.