Sıvılar, içine döküldüğü kaba göre şekil alırlar, çay ise diğer sıvılardan biraz daha farklı olarak tat da alır...
Seramik kupa, naylon kâse, bakır tas ya da cam içerisine dökünce her birinde değişik bir lezzet üretir.
Aynı demlikte dinlenmiş çayı, aynı şekilde kablara doldurduğumuzda aynı tadı almamız için kabı oluşturan nesnenin molekül bileşenlerinin de aynı olması gerektiğinin bilimsel ispatı damağımızda bıraktığı izde gizli... Tabi içilen çayın lezzetinin oranı sadece kaba bağlıdır demek de tam doğru değil, başka katkılar da gerektirir.
Yaptığım bireysel inceleme ve analizler bana bu gerçeği göstermiştir ki, çaya lezzet veren içilen ortamdaki detaylardır.
Son sınıfına geldiğimi düşündüğüm Hayat Üniversitesinde bitirme tezimin konusunun "Çay" olmasının sebebi de bu...
Başa dönerek detaylamak gerekirse aynı demlikte, aynı anda ve miktarda demlenmiş çayı kimileri seramik kupada içince beğenirken kimi de benim gibi cam bardakta tercih eder, üstelik her cam bardakta da tercih edilmez, bardağın ebatı, şekli, üzerindeki desen, tadım esnasındaki ruh hali, ortamda bulunan diğer detaylar, kişilere göre de farklılıklar tespit etmiş durumdayım.
Kendi çevremden örnek vereyim, mesela Necati Atar da cam bardağı tercih eder ama onun kullandığı ince belli, standart cam bardakların çoğunda gördüğüm dış desenler benim açımdan lezzet ve kaliteyi olumsuz etkiliyor, ben desensiz, düz, ince belli standart bardakları tercih ederim.
Halbuki, ikimiz de çoğu zaman yalnızlığımızdaki kalabalıkların koşuşturmalarını izlerken yudumlamayı unuttuğumuz çayı severiz... Hep biraz soğumuş, bir-iki yudumda tükenmiş, kim bilir kaçıncı bardakta fark edildiği için yetersiz kalmış veya başka deyişle doyulamamış çayı tercih ederiz...
Ve üstelik ikimiz de sis bulutu arasındaki detayları yazıya dökeriz ama aynı çaydanlığın demine rağmen başka kelimeler üretir, fondan ayrı müziğin ritmiyle efkârlanırız...
Ve üstelik aynı topraktan doğduğumuz halde üretimimize güzellik sırrını veren çaya rağmen aynı eseri bir türlü ortaya çıkaramıyoruz...
Çayın ona kattığı lezzet gerçekten farklı, bunu kabul ediyorum ama hayatının devamında aynı lezzete ulaşan eserler üzerine çay konulu araştırmamı sürdürmekte kararlıyım. Bu ara çayı içen kişinin fiziksel veya kimyasal özelliklerinin de etkili olabileceği ihtimali üzerine inceleme yapıyorum...
Atalarımızın "kırk fırın ekmek yemek"le ilgili tespitlerinin bu konuda da etkili olması büyük ihtimal diye düşünüyorum, galiba yediğim ekmek sayısını arttırmam da gerekecek.